Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Mesleki Rehberlik ve Yöneltme
1- Mesleki rehberlik 1.a- Mesleki rehberlik ve önemi: Öğrenim seçimi, meslek seçimi ve eş seçimi hayatın üç önemli kararıdır. Bu üç karar, bireyin hayat tarzını ve bütün hayatının akışını temelde etkiler.
Ekleyen: Serdal GÜR | Okunma: 20365 | 21.03.2011

1- Mesleki rehberlik
1.a- Mesleki rehberlik ve önemi:
Öğrenim seçimi, meslek seçimi ve eş seçimi hayatın üç önemli kararıdır. Bu üç karar, bireyin hayat tarzını ve bütün hayatının akışını temelde etkiler.

Her insan belki okul öncesi yıllardan itibaren ileride ne olacağını düşünür, gelecek hakkında bazı planlar kurar. Başlangıçta tamamen duygusal ve hayal olan meslek seçimi yaş ilerledikçe daha gerçekçi temellere dayandırılmaya başlar.
Ancak gençlerin çoğu temel eğitim ya da orta öğretimi bitirip meslek seçme konusunda kesin bir karar verme durumunda kaldıkları zaman şaşkınlığa düşmekte ve çoğu kez bütün hayatlarını geçirecekleri uğraş alanlarının seçimini tesadüflere bırakmaktadırlar. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini ve toplumun insan gücü ihtiyacını dikkate almaksızın yaptıkları seçmeler hem kendilerini ve yakınlarını hayal kırıklığına uğratmakta hem de toplumun kalkınması bakımından ihtiyaç duyulan insan gücünün israfına yol açmaktadır. Öğrencilerin gerçek dışı seçim yapmalarının nedenlerinden biri, onların çalışma dünyasından yeterince haberdar olamamalarıdır.
Doğru ve gerçekçi bir seçim yapılabilmesi için bireyin kendi yetenekleri ile ilgi duydukları meslekler hakkında etraflıca ve objektif yapılan incelemeler sonucunda edinilmiş bilgilere sahip olması gerekir. Mesela bazı öğrenciler seçtikleri mesleklerin istediği fiziksel ya da psikolojik niteliklere sahip olmayabilir; yahut işin gösterişli yanlarına kapılıp sıkıcı, monoton ve hoş olmayan yanlarını görmeyebilirler. Bazı işler için işçi isteği çok azdır ve yetenekli, iyi yetişmiş pek çok aday arasından seçilip işe alınabilme şansı çok zayıf olabilir. Duygusal etmenlerle yapılan bu tür tercihlerin sonunda bireyi hayal kırıklığı ve küçüklük kompleksi bekler. Bu nedenlerle öğrencilere mesleklerin çeşitli yönleri etraflıca anlatılmalıdır.
Meslek seçimi kişinin o alanda iş bulma olasılığını etkiler:
Bazı iş kollarında iş bulma olanağı çok düzensiz, bazılarında ise daha kararlı ve düzenlidir. Söz gelişi gıda endüstrisi; inşaat işleri ya da endüstriden daha kararlı ve düzenli bir iş alanıdır.
Bir meslek seçimi kişinin başarı yada başarısızlığını etkiler:
Bir işte başarıyı etkileyen gayret, şans, yetenek, sabır, cesaret gibi bir faktör vardır. Kişilerin yetenekleri farklı olduğu gibi her işte farklı yetenekler ister. Bir kimse sahip olduğu nitelikler gerektiren işlerde daha başarılı olur.
Bir meslek seçimi kişinin işinden hoşlanıp hoşlanmayacağını belirler:
Çeşitli meslekler çeşitli alanlarda doyum olanağı sağlar. Bir kimsenin mesleğinin gerektirdiği ve hayat boyunca sürdüreceği faaliyetler, duygusal ihtiyaçları için doyum kaynağı olmalıdır.
Meslek seçimi hayatın diğer yönlerine de etkiler:
Meslek seçimi kişinin kiminle evleneceğini, ailenin nerde yaşayacağını, çocukların nerde yetişeceğini, kişinin kimlerle etkileşim içinde bulunacağını etkiler. Kişinin hayat görüşü, idealleri, hatta bazı kişilik özellikleri seçtikleri meslekler tarafından belirlenir.
Meslek seçimi demokratik toplumun insan gücünü nasıl kullanacağını etkiler:
Belki bir genç iş seçme durumunda kaldığında belki bunun toplumun refahını nasıl etkileyeceğini düşünmez. Fakat tek tek alınan bu kararlar toplumun insan gücü dağılımını etkileyebilir. Bir iş kolunda fazla yığılma olduğunda kişi için işsiz kalma olasılığı artar.
Mesleki rehberlik türlü meslekleri tanıma ve kendi kişisel özelliklerine uygun olan mesleği seçmeleri, mesleklere hazırlanmaları ve mesleklerde gelişmeleri amacı ile bireylere yapılan yardım olarak tanımlanabilir.
Mesleki Rehberlik Çalışmalarının Aşamaları:
1- Öğrencileri tanıma
2- Mesleklerin incelenmesi
3-Bireylerin kişisel nitelikleri ile mesleklerin gerektirdiği özellikler arasında bağlantı kurma
-Öğrencileri tanıma: genel olarak psikolojik danışma ve rehberlikte öğrencileri tanıma çalışmalarının en belirgin amacı onların kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı olmaktır.
Öğrenciyi tanırken dikkat edilecek hususlar şunlardır:
• Fiziksel özellikleri
- cinsiyet, boy, yaş, ağırlık
- sağlık durumu
- gelişme büyüme özellikleri
- enerjiklik durumu
- görünüşü, ses tonu
- bedensel özellikleri, arızaları
• Kişilik özellikleri
- zeka durumu
- özel yetenekleri
- tavırları, ilgileri, değer sistemi
- ihtiyaçları, motivasyonu, umuları
- heyecan dengesi, duygusal olgunluğu, sosyal olgunluk derecesi
- kılık, kıyafeti, temizliği, tertipliği, davranış özellikleri
• Akademik özellikleri ve okul faaliyetleri
- Okuldaki genel başarı derecesi, kuvvetli ve zayıf dersler
- Boş zaman merakları
- Okuldaki kol faaliyetleri, sosyal ve kültürel etkinliklere katılma durumu
- Çalışma tarzı, alışkanlıkları, iş tecrübesi
• Sosyal şartlar
- Ailenin sosyo-ekonomik durumu
- Ailenin ihtiyacı
- İşi etkilemesi mümkün yaşantı ve tecrübeleri
-Mesleklerin incelenmesi: mesleki rehberlik amacı ile mesleklerin incelenmesi ve meslekler hakkındaki bilgilerin bireylere verilmesi oldukça kapsamlı ve türlü tekniklerin kullanılmasını gerektiren sürekli bir iştir. Girilebilecek mesleklerin çok sayıda olması mesleklerin incelenmesinde önemli güçlükler getirmektedir. Kaldı ki bugün bütün meslekler hakkında incelemeye dayalı yeterli bilgi bulunduğu söylenemez. Özellikle mesleklerin gerektirdiği yetenek ve kişilik özelliklerinin neler olduğu da açıkça bilinmemektedir.
Meslekler incelenirken şu sorulara yanıt aranabilir:
- Mesleğin esasını oluşturan işin özellikleri nelerdir?
- Çalışma ortamı nasıldır?
- Çalışma koşulları nasıldır?
- Çalışanda aranan nitelikler nelerdir?
- Mesleğe girişte sınırlamalar var mıdır?
- Meslekte personel ihtiyacı ve personel alma eğilimi nasıldır?
-Bireyin kişisel nitelikleri ile mesleklerin gerektirdiği özellikler arasında bağlantı kurma:
Kişisel niteliklerle mesleklerin gerektirdiği özellikler arasında bir bağ kurma ve böylece bireye uygun olan meslekleri ortaya çıkarma, doğrudan doğruya bir seçim yapmaya karar verme sürecidir. Mesleki rehberlik amacı ile de olsa seçim yapma ve karar verme hak ve sorumluluğun bireye bırakılması gereği her zaman hatırda tutulmalıdır.
Mesleki seçim yapma zaman içinde oluşan uzun bir süreçtir. Kişinin değişen kişilik özellikleri bunun yanında her zaman değişen, yeni boyut kazanan mesleklerin durumu bunlar arasında bağlantı kurmayı güçleştirmektedir.
Mesleki psikolojik danışmanın amacı genel olarak psikolojik danışma ilkeleri içinde kalarak bireysel ya da küçük gruplar halinde bireylerle yüz yüze gelip, onların meslek seçimine ilişkin sorunlarına yardımcı olmaktır. Ancak bu yardımın etkinliği daha çok birey ve meslekler hakkında bilgilerin hazır bulundurulmasına bağlıdır.
Olgunluk düzeyi ne olursa olsun psikolojik danışma yardımı sağlanmış olsa da hiçbir bireyin çok kısa bir sürede gireceği mesleğe ilişkin karar vermesi beklenemez. Bu danışma hizmeti her bireye açık ve sürekli olmalıdır.
İŞ MERKEZLİ YÖNELTME
Mesleki rehberlik ve yöneltme hizmetlerinin gelişimi incelendiğinde, yöneltme hizmetlerinin, iş dünyası ve serbest piyasa içinde ve yetişkin bireyler düzeyinde “işe uygun kişilerin belirlenmesi” ihtiyacından doğduğu ve okul dışında geliştiği görülmektedir. Sanayi kesiminde, mesleki rehberlik gereksinimini ortaya çıkaran diğer bir etmen de, “insan gücünün” çeşitli iş kollarına “dengeli olarak dağılımı” ve “iş gücü israfının” önlenmesi gereksinimi olmuştur. Bütün bu nedenler, sanayileşmenin ve bunun sonucu olarak da iş bölümünün artmış olmasından kaynaklanmıştır.
İş merkezli yöneltmenin okullara yansıması
Mesleki rehberlik ve yöneltme hizmetlerinin iş gücünü yetiştiren okullarda başlaması ise iş dünyasına ilişkin görüşlerin yansıması şeklinde olmuş bir temel felsefe olarak, “işlere uygun insan gücünü yetiştirmek” şeklinde olmuştur.
Temel yaklaşım olarak, iş başarısı ve verimlilik yönünden hangi işler için hangi insanların gerekli olduğu ve bu insanların belirlenmesi amacı güdülmüştür.
Dikkat edileceği üzere, sanayi kesiminde ve okullarda yürütülen, mesleki yöneltmede amaç bakımından bir paralellik bulunmaktadır. Dolaylı olarak “bireyin mutluluğuna” bir katkı da söz konusu olmakla birlikte temel amaç sanayinin gelişmesi ve iş veriminin artması olmaktadır.
Birey merkezli yöneltme
Yaklaşık XX. asrın ortalarında, “toplumcu” insan felsefesi yanında “bireyci” insan felsefesinin de güçlenmesi “insan hakları” hareketinin ağırlık kazanması, bireyin “değerli” ve problemlerini çözmede “güçlü” olduğunu belirten “insancı” düşüncelerin birlikte etkileri ile mesleki rehberliğin temel görüşlerinde de değişiklikler olmuştur. İş verimi yerine, “bireyi” merkeze alan yeni eğilimler ortaya çıkmıştır.
XX.asrın ikinci yarısında olan ve birey ve meslek ilişkilerinde bireyi merkeze almayı sağlayan bu gelişmeler sanayi kesimini ve işverenleri de etkilemiş, “bireyi işe uydurma çabaları” yerine, “iş koşullarını bireye uydurma” eğilimine girmiştir.
Artık çağımızda ki işverenler, “iş verimini” yükseltmenin yolunu, çalışanları iş yerini sevmelerinde ve örgüte bağlanmalarında görmekte, bu amaçla çalışanların gereksinimlerini, özlem ve isteklerini, iş doyumlarını gerçekleştirecek önlemler almakta, çalışma koşullarını iyileştirmekte, çalışma yaşamına ilişkin , ekonomik, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini karşılamaya çalışmaktadırlar.
Mesleki gelişim ve meslek psikolojisi
Meslek seçimi sorunu 1950’lerde önce “kimler hangi mesleklere uygundur”, kimler hangi mesleklerde başarılı olur gibi sorulara ve iş arama durumundaki “bir kimseye uygun bir işe yerleştirmenin” tekniklerini araştırmaya ağırlık vermekte idi.1950’lerden sonra bu sorular yerine, “bireyin mesleki amaçları nasıl oluşur, nasıl gelişir ve nasıl uygulamaya konur; bir kimse hayatının çeşitli evrelerinde ne gibi seçme ve karar durumları ile karşılaşır ve hangi etmenler bireylerin uygun seçimler yapmalarını etkiler, gibi sorulara yönelmiş, böylece mesleki gelişim evrelerini inceleyen “meslek psikolojisi” önem kazanmıştır.
Mesleki gelişim kavram ve süreci
Bir kavram olarak, “mesleki gelişim” bireyin yaşamında geniş zaman içinde oluşan bir süreçtir ve genel gelişimin bir parçasıdır. Mesleki gelişim sürecinde her şeyden önce, bireyin kişilik özellikleri ve ben’lik tasarımı önemli bir yer tutar. Kişilik özelliklerinin yanı sıra, bireyin geçirdiği yaşantılar, bulunduğu çevrenin özellik ve olanakları, bireyin çevre ile etkileşimi önemli etmenlerdendir.
Meslek seçimi bir gelişimsel süreç olarak, incelendiğinde, mesleki karar verme süreci, 5-11 yaşları arasında “ fantezi seçim dönemi”, 11-17 yaşları arasında “ deneme ve geçici seçim dönemi” ve 17 yaşlardan başlayarak da “gerçekçi seçim dönemi” olmak üzere aşamalar halinde gerçekleşir.
“Mesleki gelişim” kavramı üzerinde, inceleme ve araştırmaları olan SUPER (1957), meslek seçme işinin belirli bir zaman diliminde yapılan bir iş olmadığını, gelişme, büyüme ve öğrenme kavramlarına bağlı olarak, birbirini izleyen mesleki davranış ve aşamalardan oluştuğunu vurgulamaktadır. “Meslek seçimi”, mesleki gelişimin basamaklarından biri olmaktadır. Okullarda sağlanacak, mesleki rehberlik tekinliklerinin, bazı yeteneklerin erken yaşlarda ortaya çıkması nedeni ile okul yaşamının erken yıllarında başlatılması, meslek seçme ve yöneltme faaliyetlerinin sadece VIII. Ve IX. Sınıflarda yapılan bir iş değil “ sürekliliği” olan bir plan olarak alınması gerekmektedir.
Öğretim hizmetleri içinde yöneltme
Yöneltme, farklı öğretim kademelerinde, işlevleri, derinliği ve genişliği farklı olan bir süreçtir. Eğitim- öğretim hizmetleri süresince eğitim sisteminin her aşamasında dikkate alınması gereken bir hizmet olarak algılanmalıdır.
Ortak ve ilişkili yönleri olan bu seri etkileşimine “sistem” denir. Toplumun alt sistemi olan eğitim sistemi ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretim alt sistemlerinden oluşmaktadır. Bugüne kadar getirilen eğitim sistemleri öğrencileri ilgi, yetenek ve istekleri doğrultusunda mesleğe yöneltmeyi ve yüksek öğretime hazırlamayı amaçlamıştır.
Yüksek öğrenime girişte yığılma olmakta, üniversiteye giren öğrencilerin de büyük bir kısmı kendilerine uygun olmayan bölümlere girmektedirler. Diğer bir husus, eğitim sisteminde yapılan değişimler daima orta öğretim sistemi yeni biçimlere sokularak yapılmakta buna paralel olarak ilköğretim ve yüksek öğretimde hiçbir değişiklik yapılmadığı gözlenmektedir. Sistem anlayışına uymayan bu tutum, büyük bir hatadır. Eğer sistemde bir değişiklik yapılacaksa bireyin gelişimine ve sistemin akışına uygun olarak bu değişimin temel eğitimden yüksek öğretime doğru yapılması gerekir.
Okul Öncesinde Yöneltme
“Okul öncesi” düzeyinde yöneltme çocuklara çok çeşitli, alanlara ilişkin oyun, araç-gereç, gezi ve gözlem olanakları sağlayarak onların yetenek ve yaratıcı güçlerini, güzel sanatlara ilgilerini tanımaya yönelik olmalı, yaşantılarında çok çeşitli ve zengin bir ortam sağlayarak çocuğun kendisini, potansiyellerini keşfetmesi amaçlanmalıdır. Çocuk hakkında gözlemler sistematik ve planlı olarak yapılmalıdır
Bu amaçla, gezi, gözlem, müzik, resim, dans, çeşitli oyunlar, şarkı, kil işleri, masal ve öykü anlatımı, meslek oyunları, serbest oyunlar vb. sosyal ve kültürel faaliyetlere yer verilmelidir.
İlköğretimde Yöneltme
“İlköğretim” de yöneltmenin amacı, yakın çevrenin ve ülkenin ekonomik koşulları, olanakları göz önünde bulundurularak öğrencilere olabildiğince iş ve meslek alanlarını gözlemlemelerine, yaşantısal olarak, çeşitli iş becerileri kazanmalarına yardım etmek ve orta öğretim düzeyindeki program seçenekleri hakkında bilinçli hale gelmelerini sağlamak olmalıdır. Zorunlu öğretimin sonunda okuldan ayrılanların örgün ve yaygın mesleki, teknik, ticaret, sanayi, turizm gibi alanların pratik beceri kazandıran iş ve meslek programlarına yönlendirilmelidir.
İlköğretim düzeyinde, çocuklar mesleki gelişim yönünden “farkında olma” ve “meslekleri keşfetme” aşamalarında oldukları, “karar” aşaması öncesinde bulunmalarına karşın , mesleki gelişim ile ilgili olarak yapılan araştırma bulguları, mesleki gelişim sürecinde çocukluk döneminin anlamlı bir yeri olduğunu belirtmektedirler.
İlköğretim yılları, çocuğun kişilik gelişimi açısından kritik bir önemi oluşturur. Bu dönemde, kişinin kendine olan güveninin gelişimi, kendini kabul, benlik tasarımı, içsel denetimin gelişmesi gibi kişilik boyutları bireyin mesleki gelişimi açısından da büyük önem taşımaktadır. Çocukluk döneminde oluşan tutumlar, değerler ve algılar eğitsel ve mesleki doğurgularla yüklü bulunmaktadır. Çocuk ilköğretimin 8. yılında genel, akademik veya mesleki eğitime yönelme tercihini yapma durumunda olacak ya da eğitime devam etmeyip çalışma yaşamına erken girmeyi tercih edecektir. Bu nedenle ilköğretimdeki rehberlik hizmetleri kritik bir önem taşımaktadır.
Uygulanmakta olan sistemde, yöneltme temel eğitimden itibaren ele alındığı ve 8. sınıfta “yöneltme” yapıldığından öğrencinin bu devreden itibaren takip edilmesi gerekmektedir. O nedenle, her öğrenci için bilgi formları tutulmalıdır.bu görevi rehberlik uzmanları, öğretmenler ile işbirliği içinde gerçekleştirmelidir.
Orta Öğretimde Yöneltme
“Orta öğretim” aşamasında, yöneltme, öğrencilerin, genel eğitim ve mesleki eğitimin çeşitli kol ve programlarına, yüksek öğrenime, mesleğe ve yüksek öğrenime ve hayata yönelmelerine ağırlık verilmeli, bu amaçla çok çeşitli “meslekleri” ve mesleklerin niteliklerini ve birey olarak “kendilerini” tanımlarına, iş ve programlara hazırlanmalarına yardım etmelidir. Öğrencileri yöneltme ve yerleştirme süreci karmaşık, çok yönlü bir iş olduğu için öğretimin her aşamasında sürdürülmeli, ilköğretimin sonunda yapılan yöneltme ve yerleştirmede olabilecek yanılgılar orta öğretim düzeyinde giderilmelidir.
Mesleki gelişim, meslek sahibi oluncaya kadar geçen, farkında olma, meslekleri keşfetme, karar verme, hazırlık ve işe yerleşme gibi aşamaları olan uzun bir süreçtir. Orta öğretimde, öğrenci, karar verme aşamasındadır. Meslekleri ve kendilerini tanıdıktan sonra mesleğini seçebilecek durumdadır. Kendisine seçtiği mesleğe yönelik alanlarda eğitim verilmelidir. İlköğretimin sonunda olduğu gibi, orta öğretimde de öğrencilerin bir bölümü, marangozluk, tesviyecilik, bilgisayar programcılığı, ticaret, maliye, elektronik vb. bölümlere girmeyi isteyebileceklerdir. İlgileri o yönde olabilir veya kısa yoldan hayata atılmayı isteyebilirler. Türkiye’de ara insan gücüne büyük gereksinim vardır. Nitelikli meslek adamlarına gereksinim duyulduğundan, bu öğrenciler önce, meslek liselerine ve sonra meslek yüksek okullarına yönelebilirler.
Mesleğe yöneltme de toplumun eğitim sistemi ile ekonomik sistemi arasında, öğrencilerin ihtiyaçları ile toplumun ihtiyaçları arasında ve öğrencinin şimdiki durumu ile geleceğe yönelik beklentileri arasında önemli bir denge ve uyuşma sağlanması gerekir.
Ortaöğretimdeki öğretim yalnız meslek seçmeye yönelik değil, yüksek öğretime de hazırlık oluşturacak nitelikte olmalıdır. Öğrenciye araştırma yapma alışkanlığı verilmeli, projeler yaptırarak, grup çalışmaları sonunda birlikte çalışma, tartışma alışkanlığı verilmelidir.
Yükseköğretimde Yöneltme
Yükseköğretim nitelikli insan yetiştirmeyi amaçlar. Yüksek öğretim kurumları çeşitli bölümlere alacağı öğrencilerin o mesleğe yönelecek kişide bulunması gereken nitelikleri belirlemiş değildir. Fakültelerin çeşitli bölümlerine girecek öğrencilerde hangi genel ve özel yetenekler, beceriler ve kişilik özelliklerinin bulunacağı ilgili fakülteler tarafında belirlenmelidir.
Üniversiteler, ÖSYM sınavının içeriği ve adayda aranan nitelik konusunda geren titizliği göstermemekte, üniversite öğrencilerinde gözlenen başarısızlığın nedenini orta öğretim kurumlarına yüklemektedir. ÖSYM, sınavlarında fırsat eşitliği sağlanamamakta, öğrencileri yerleştirmeye yönelik olarak yapılan meslek fakülte ve bölüm tercihleri ise asıl meslek seçme işlevini yeterince yerine getirememektedir.
Yöneltme için gerekli temel koşullar
Bu sistem ne kadar iyi olursa olsun, uygulanması için gerekli olan ön koşullar ve personel gereksinimi yerine getirilmezse, sistemin işlerliği ve etkinliği düşer. İlköğretim ve ortaöğretimde yöneltmenin etkili olabilmesi öğrencileri yöneltmedeki hata payının küçük olması için “bazı koşulların”, MEB,Yüksek Öğretim Kurulu ve okul yönetimi tarafından yerine getirilmesi gerekir. Bu koşulların önemli olan bazıları aşağıda belirtilmiştir:
1- Ortaöğretim programları ile yüksek öğretim programları arasında “dikey” geçişlere olanak verilmeli, “genel lise” olarak bilinen programlar ile “meslek programlarını” tamamlayanların ilgili yüksek öğrenime giriş olasılıkları arttırılmalı “genel eğitim” ile “meslek eğitimi” kontenjanları arasında bir denge sağlanmalıdır.
2- Ortaöğretim düzeyindeki genel eğitim ve mesleki eğitim programları ile bunlara bağlı alt kollar arasında “yatay” geçişler sağlanmalıdır.
3- Ortaöğretim düzeyindeki programlar ve programlara ilişkin kolların yüksek öğrenimin belirli fakülte, yüksek okul, bölüm ve dallarına hazırlayıcı nitelikte “dikey” çıkışlı programlar olarak düzenlenmeli koşullu yatay geçişlerde sağlanmalıdır.
4- Ortaöğretim ve yüksek öğretim programları arasında yatay ve dikey geçişler değerlendirilirken öğrencilerin devam ettiği programdaki ders ve çalışmaların gireceği programdakinin aynı olması ölçütü yerine denk olması ilkesinden hareket edilmeli ve özellikle meslek programlarındaki uygulamalı çalışmalar da değerlendirilmelidir.
5- Ortaöğretim ve yüksek öğretim düzeyindeki genel ve mesleki eğitim programları ve programlara bağlı kollar, toplumdaki teknik, sosyal ve ekonomik gelişmelere paralel olarak, ortaya çıkan gereksinimlere göre geliştirilmeli, çeşitlendirilmeli ve sürekli olarak değişikliğe açık bulundurulmalıdır.
6- “örgün eğitim” programları ile “yaygın eğitim” programları birlikte ve eğitimin bütünlüğü ilkesine uygun olarak planlanmalı, ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğretim düzeyindeki programlardan ayrılanların yaygın eğitim programlarına yöneltilmesi ve öğrencilerin eğitim sisteminden kopmadan bir iş veya meslek kazanması olanağı sağlanmalıdır.
7- İlköğretimin sonunda ve ortaöğretimin ilk yılında yapılacak yöneltme amacına hizmet edecek şekilde Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütü veya ÖSYM tarafından ülke çapında, tüm eğitim programlarına devam eden öğrencilere, genel yetenek, özel yetenek ve ders gruplarına ilişkin standart başarı testleri uygulanmalı, sonuçlar ve yorumlar için gereken normlar ile birlikte doğrudan okulların rehberlik örgütüne yollanmalıdır. Böylece, okul psikolojik danışma ve rehberlik örgütleri yöneltme için gerekli bilgi birikimi yönünden desteklenmelidir.
8- Yöneltmenin yapılabilmesi için öğrenciler okul öncesi ve ilköğretime girişlerinden başlayarak sürekli gözlenmeli, elde edilen veriler, test sonuçları, yetenek ,ilgi, kişilik güdü düzeyleri ve başarılarına ilişkin bilgiler bilgisayar olanaklarından da yararlanarak sistemli bir şekilde toplanmalıdır. Bu bilgilerin tümü değilse bile özeti öğrenci ile birlikte bir sonraki okula gönderilmelidir.


9- Okullarda danışman görevi yapan, aslında rehberlik konusunda yetişmemiş olan sınıf öğretmenleri hizmet içinde yetiştirilmelidir. Okullar yöneltmenin yapılacağı mekan, idare araçları, bilgisayar ve personel yönünden desteklenmelidir.
Ders geçme ve kredi düzeni
Öğrencileri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, insan gücü ihtiyaçlarına göre yöneltmede; öğrencilerin program ve ders seçme tercihlerine olanak veren ders geçme ve kredi sistemi daha yararlıdır.
Ders geçme ve kredi düzeninin, sistemin niteliğine uygun olarak işlemesi için aşağıdaki hususlarında yerine getirilmesi gerekir:
1- dersler yıl esasına göre değil “yarıyıl” veya “sömestri” olarak, mümkün olduğu oranda yoğun şekilde düzenlenmelidir.
2- Dersler genelde bağımsız olmalı, ön şartlı ders sayısı azaltılmalı.
3- Programdaki dersler ortak ve seçmeli olarak düzenlenmeli, seçimlik derslerin sayısı olanaklar ölçüsünde arttırılmalıdır.
4- Bir yarıyıla düşen ders sayısı ve öğrencilerin haftalık ders yükü azaltılmalı, gözlem, inceleme ve uygulama programları düzenlenmeli, bunlar için programda serbest saatler bırakılmalıdır.
5- Daha önce iki kez uygulanan ve daha sonra uygulamadan kaldırılan ders geçme ve kredi sisteminin başarıya ulaşması için okul danışmanları, yöneticiler, öğretmenler ve veliler ders geçme kredi düzeninin getireceği yeni görevler konusunda yetiştirilmeli ve gerekli olanaklar sağlanmalıdır.
Yöneltmenin yasal dayanağı
T.C. anayasasından kaynaklanan 222 sayılı ilköğretim kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve bu yasalarda değişiklik yapan 4306 sayılı kanunla kabul edilen “8 yıllık sürekli ilköğretimin temel esasına göre son ders yılının ikinci yarısında öğrencilerin hayata ve üst öğrenime yöneltilmeleri öngörülmektedir. Yöneltmede rehberlik hizmetlerinden objektif ölçme ve değerlendirme araçlarından” denilmektedir.
Eğitsel, mesleki ve kişisel rehberlik

“Eğitsel” rehberlik, öğretmenin yetenekleri ve ilgileri dikkate alınarak okuldaki eğitim olanaklarından kendi ihtiyaçlarına en uygun düşecek, kendini en iyi gerçekleştirecek bir öğretim programını izlemesine yardım sağlamaktır. Bu da çoğu zaman gencin belli bir meslek dalına doğru gelişmesini sağlar. “mesleki” rehberlikte de kişinin yetenekleri ve belli bir işin veya mesleğin gerekleri dikkate alınarak, bireyi hayatta en çok mutlu olacağı ve toplumun en çok katkıda bulunabileceği bir mesleğe girmesine yardım edilmektedir.
Yöneltme hizmetleri, her öğrenci için ayrı ayrı bireysel çalışmayı gerektirdiğinden kişiye ve konuya ilişkin duygusal durumları da içerdiği için “kişisel” rehberlik de söz konusudur. Kişisel rehberlik bireyin daha çok duygusal, sosyal ve kişiler arası uyumsuzluklarına yardım etmektir. Kişisel rehberlik geniş ölçüde “psikolojik danışma” yardımı ile sağlanır.
Eğitsel ve mesleki rehberlik öğrencileri arzu ettiği mesleğe hazırlayacak eğitim ve öğretim kurumuna yöneltmek; ona yetenek ve ilgilerini geliştirme olanaklarını tanıtma ve yeni olanaklar yaratmak, bunlardan yaralanmasını sağlamayı da kapsar.
Mesleki Rehberlik ve Yöneltme Süreci
Mesleki rehberlik ve yöneltme bireylerin türlü “meslekleri tanımaları” ve “kendi kişisel özelliklerini” tanımaları ve bu bilgilerin ışığında kendilerine uygun olan meslekleri seçmeleri sürecidir. Mesleki psikolojik danışma ise bu amaçla yapılan bireysel yada grupla psikolojik danışma hizmetleridir. Rehberlik, bireye rağmen birey hakkında kararlar almak değil, bireyin uygun kararlar almasına yardımcı olmaktır.
Meslek Seçmede Bilgi Kaynakları
Bir karar verme süreci olan meslek seçimin ilk iki aşaması , “bireyin kendisi” ve “meslek alanı” ile ilgili geçerli bilgilerin sağlanması gerektirir. Meslek seçimi kararına götüren üçüncü aşama ise, “bireye ilişkin kişisel niteliklerle, olası mesleklerin gerektirdiği nitelikler ve koşullar arasında bağlantı kurulması”, seçeneklerin belirlenmesi ve birey için en uygun olacak meslek tercihinin kararlaştırılmasıdır.
“bireye” ilişkin bilgiler çeşitli psikolojik testler, bireyin “kendini anlatmasına dayanan teknikler”, “gözlemsel teknikler” ve “durumsal testler” gibi teknik ve yöntemler kullanılarak süreklilik ilkesi içinde toplanmaktadır.
Yöneltmede İzlenecek Genel İlkeler
1- bireysel sorumluluk ilkesi : Yöneltme gücendirici, zorlayıcı değil, özendirici, kişinin kararına gerçekçi olması yönünden yol gösterici olalı, hangi programa gireceği hususundaki son kararı bireyin kendisi vermeli ve bunun sorumluluğunu kendisi taşımalıdır.
2- Süreklilik: Yöneltme, ilköğretimin sonunda ve ortaöğretimin başında, eğitim sürecinin bir noktasında yapılacak tek bir seçme veya giriş sınavı ile değil, öğrenci hakkında öğrenimi boyunca yapılacak sürekli gözlem ve değerlendirmelerden elde edilen bilgilerin birikimine göre yapılmalıdır.
3- Fırsat eşitliği ilkesi: Yöneltme, eleme sınavlarında olduğu gibi öğrencilerin bir kısmını seçen, diğerlerini program dışı bırakan bir tutumla değil, öğrencilerin tümüne fırsat eşitliği sağlayacak şekilde yapılmalı, herkesin başarılı olabileceği bir programa girmesi amaç edinilmelidir.
Yöneltmede dikkate alınacak bilgi kaynakları ve ölçütler
1- Öğrencinin Yetenek ve Başarı Durumu:
a- Öğrencilerin başarı durumu farklı yıllarda saptanan genel akademik ortalamaları
b- En son yöneltmenin yapıldığı ya da bir önceki yıla ilişkin genel başarı ortalaması
c- Fen, sosyal, dil gibi grup derslerine ilişkin başarı ortalamaları
d- Öğrencilerin yıllara göre farklı derslerdeki gelişme dereceleri
e- Genelde başarılı ve başarısız olduğu dersler
f- Bütünleme, sınıf geçme ve kalma durumları
g- Öğrencinin özgeçmişi, iş ve meslek tecrübeleri
h- Yerel olarak uygulanacak genel ve özel yetenek testleri sonuçları
i- Yerel düzeyde uygulanacak genel başarı ve başarı testleri sonuçları
j- Ulusal düzeyde Bakanlık Merkez örgütünce veya ÖSYM örgütünce uygulanacak standart yetenek ve başarı testleri sonuçları
k- Ders öğretmenlerinin öğrencinin girebileceği program veya kol hakkındaki genel görüşleri


l- Sınıf öğretmeninin öğrencinin yönelebileceği alan ve kol hakkındaki genel görüşleri
m- Eğitsel kol faaliyetlerinden sorunlu öğretmenlerin öğrenci hakkındaki genel görüşü.

2- Öğrencini Genel Nitelikleri:
Öğrencinin genel sağlık ve enerji düzeyi, beden yapısı, fiziki engelleri, güdüleri, değerleri, duygusal özellikleri, ben’ lik tasarımı ve sosyal ilişkiler, geleceğe yönelik planları ve beklentileri
3-Öğrencinin İlgilendiği Konular:
a-boş zaman etkinliklerinde tercih ettiği konular
b- uygulanacak ilgi testinin sonuçları
c- kol faaliyeti öğretmenlerinin ilgi ve tercihleri hakkındaki görüşleri
d- sınıf öğretmeninin öğrencinin ilgi alanı hakkındaki gözlemleri
e- ailesinin, öğrencinin ilgi alanı hakkındaki görüşleri
4- Öğrencinin İsteği İle İşin veya Programın Nitelikleri
a- öğrencinin program, kol ve şube tercihi
b- öğrencinin geleceğe yönelik yaşam planı, beklentileri ve güdüsü
c- iş ve mesleklerin niteliği ve kişi yönünden geleceği
d- önerilecek programın bitiminde girilebilecek işlerin nitelikleri ile bireyin nitelikleri arasındaki uyuşma derecesi
e- öğrenci için önerilecek programın süresi ve ortaöğretimden sonra girilecek diğer yüksek öğrenim programlarına ilişkin koşullar
f- programın öğrenciyi hazırlayacağı meslek ve işin sağlayacağı ücrete, sosyal haklar, işte ilerleme gibi koşullar
5- Ailesinin Görüşü:
a- öğrenci ile ilgili kararlarda taraf olarak ailesinin çocuklar hakkındaki görüşleri, istek ve beklentileri
b- çocukları hakkında kendilerine yapılan, yöneltme tavsiyelerine olan tepkileri ve görüşleri
6- Programa, İşe Girme ve Devam Edebilme Koşulları:
a- girilecek programın öğrencinin ulaşabileceği yakın çevrede bulunup bulunmaması
b- zorunlu eğitim ötesinde eğitim masraflarının çocuğun ailesinin karşılama olasılığı, devletin, vakıf ve kuruluşların sağladığı burs , parasız yatılılık ve kredi gibi olanakları
7- Mesleğin İnsan Gücü Gereksinimi Yönünden Durumu:
devlet ve özel sektör düzeyinde ülkenin ilgili alan, iş ve meslek için olan farklı düzeylerdeki insan gereksinimi ve geleceğe yönelik projeksiyonlar
8- okul rehberlik servisinin öğrenci hakkındaki genel değerlendirme sonuçları:
ölçütler, koşullar ve durumlar dikkate alındığında okul rehberlik uzmanlarının, yoksa sınıf öğretmeninin, öğrencinin hangi programa, kola, mesleğe veya işe yöneltilmesinin uygun olacağı hakkındaki nihai görüş ve tavsiyeleri belirlenir. Olası seçeneklerin tümü belirlenmeli ve tercihi öğrenci yapmalıdır.
KAYNAKLAR:
1-Prof.Dr.İbrahim Ethem ÖZGÜVEN. Çağdaş Eğitimde Psikolojik Danışma ve Rehberlik. Ankara. PDREM YAYINLARI. 2001
2-Cavit BİNBAŞIOĞLU. Rehberlik. Ankara. Binbaşıoğlu Yayınevi.1986
3-Prof.Dr. Muharrem KEPÇEOĞLU. Psikolojik Danışma ve Rehberlik.Ankara. Özdemir Ofset Basın Yayın.1996
4-www.mersinram.gov.tr

« Önceki MakaleSonraki Makale »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 18

Hayrı giymemesi gerekir
% 75

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3111920
Toplam Çoğul Hit: 22062337
Kimler Online ?
40 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz