Turk PDR (Serdal GÜR)
http://www.turkpdr.com/makale/psikoloji-ve-psikolojik-danismanlik-kuramlari/kimlik-kavrami-ve-kuramlari.htm

Kimlik Kavramı ve Kuramları (20.04.2011)

Marcia kimliği, duyu (sense), tutum (attitude) ve çözülme (resolution) kavramlarıyla açıklar ama yazar bu kavramla ilgili olarak en iyi terimin “içsel bir kendilik yapılanması” (internal self-constructed) olduğunu belirtir. Kimlik bireyin dürtülerinin, yeteneklerinin, inançlarının ve bireysel tarihinin dinamik bir organizasyonudur (Marcia 1980).

Marcia kimliği, duyu (sense), tutum (attitude) ve çözülme (resolution) kavramlarıyla açıklar ama yazar bu kavramla ilgili olarak en iyi terimin “içsel bir kendilik yapılanması” (internal self-constructed) olduğunu belirtir. Kimlik bireyin dürtülerinin, yeteneklerinin, inançlarının ve bireysel tarihinin dinamik bir organizasyonudur (Marcia 1980).


Erikson ise (1968) kimlik oluşum sürecini bilinç ve bilinç-dışı mekanizmaların bileşimi olarak açıklamaktadır. Yazara göre ego-kimliği kavramı bireyin kendine bakışının yapılanmasıdır.


KİMLİK DUYGUSU
“Self” kelimesinin Türkçe olarak “kendi, kendilik, öz, bazen de benlik” anlamına gelir. “Öz “ karşılığı yani “kendim” anlamında uygun kaçmaktadır. Mesela self-respect: öz saygı, self-confidence: öz güven uygun olmaktadır.


Kimlik çok çeşitli bağlamlarda kullanılan bir kavram-ego kimliği, öz kimliği, kişisel kimlik, grup kimliği, ulusal kimlik, cinsel kimlik, kültürel kimlik, mesleki kimlik ve başkaları. Bunların hepsi bireyin kimlik duygusunun değişik yanlarını oluştursa da bu duygunun kaynağına inmek açısından anahtar kavram ego kimliğidir (ego identity).
Dereboy (1993) kimlik duygusu ve bileşenlerini şöyle açıklar: “kimlik duygusu, bireyin kendini birey olarak benzersiz ve kendine özgü bir tarz içinde varolduğunu ve bu tarzın süreklilik gösterdiğini duyumsayışıdır” Kimlik duygusu belirli yaşantıların bileşimidir:


1.Özün (self) zaman içindeki aynılık ve sürekliliği: çocukluktan bu yana dış görünüşümüz, düşünce ve davranışlarımız değişmekte olsa bile biz hep aynı insan olarak kaldığımızı duyumsarız. Bocalama içindeki hastalar, çocukluklarını kendi geçmişleri olarak algılamakta zorlandıklarını belirtirler. Öyle ki, kimi hastalar çocukluk resimlerine baktıklarında resimdeki çocuğun kendileri olduğunu bildiklerini ama öyle hissedemediklerini, ya da kendilerini o çocuğun büyümüş hali gibi düşünmekte güçlük çektiklerini dile getirmektedirler. Yani kendi geçmişine yabancılık hissetmektedirler.


2.Özün roller içindeki aynılık ve süreklilik yaşantısı: günlük yaşantımızda sürekli olarak değişik ortamlar ve insan ilişkileri içinde farklı rollerde oluruz. İçine girdiğimiz değişik roller arasında derinden derine bir tutarlılık ve özümüze uygunluk olduğunu duyumsarız. Bocalama içindeki gençlerin başta gelen yakınmaları arasında, her ilişkide bir başkası olmak ve hangi ilişkide gerçekten kendisi olduğunu bilememek gelir. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak bu gençler, davranışlarının sahte olduğunu, sürekli rol yaptıklarını ve kendileri olamadıklarını düşünürler.


3.Özün başkaları önündeki aynılık ve süreklilik yaşantısı: insanlarla farklı ilişkiler kurarız. İlişkilerimizde inişler-çıkışlar olur. Yine de ilişki kurduğumuz insanların hepsinin biz de aynı insanı tanıdıklarını düşünürüz.


4.Kendi yolunda yürüyor olma yaşantısı: bireyin seçtiği ve yürüdüğü yolun kendi yolu olduğunu algılaması, yöneldiği geleceğin özüne uygun olduğunu duyumsaması.
Kimliğin bu temel bileşeni birbirinden kesin sınırlarla ayrılamaz ve birbirleriyle ilişkilidir.



Turk PDR (Serdal GÜR)
http://www.turkpdr.com/makale/psikoloji-ve-psikolojik-danismanlik-kuramlari/kimlik-kavrami-ve-kuramlari.htm