Turk PDR (ebru yudalan)
http://www.turkpdr.com/makale/cocuk-psikolojisi/korku-hakkinda-her-sey-548.htm

KORKU HAKKINDA HER ŞEY (25.09.2017)

KORKU HAKKINDA HER ŞEY





KORKU





 





Korku, hepimizin  zaman zaman yaşadığı birincil bir duygudur. Ne demektir birincil duygu? Acil bir durumda uygun eylemi yapmak konusunda yardım eden, doğal ve gerekli bir duygu demektir.  Korku sayesinde tehlikeli bir durumla karşı karşıya kaldığımızda savaşma , kaçma veya donma davranışlarından en uygununu seçerek tehlikeyi azaltırız.  Fakat böylesine adaptif bir duygu bazı durumlarda çözülmesi gereken bir probleme dönüşür.





 





NASIL?





 





Gerçek bir tehlike olmadığı halde olacağına dair bir beklenti hissediliyorsa, bu beklenti bedensel bazı belirtilere sebep oluyorsa ve bu belirtiler de bazı davranışlara sebep olup hayatınızı zorlaştırıyorsa bu maladaptif hale gelmiş bir korku, yani kaygı veya endişedir.





Korkunun psikolojik açıdan değerlendirilmesine geçmeden önce mühim bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bazı çocukluk korkuları psikiyatrik bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Diyelim ki çocuğunuz bazı yaratıklar gördüğünü söylüyor, hatta bu yaratıkların ondan kötü şeyler yapmasını istediğini söylüyor ve cidddi korkular yaşıyorsa bu bir çocukluk şizofrenisi başlangıcı olabilir. Eğer yine böyle bir iddiası var da korku hissetmiyorsanız ve dönem dönem yaşıyorsa bipolar bozukluk olabilir. Ve hatta tüm bunlar nörolojik bir rahatsızlıktan da kaynaklanıyor olabilir. Bu sebeple bu yazıyı okumadan önce çocuğunuzun yaşadığı korkunun onun açısından gerçek bir tehlike veya tehdit içermediğini, konuşmaların olma ihtimali üzerinden yapıldığından emin olun. Eğer bu konuda şüpheleriniz varsa mutlaka çocuk psikiyatristine muayene olmasında fayda vardır. Çünkü biliyoruz ki psikiyatrik hastalıklarda erken müdahale çok önemli ve yaş ilerledikçe tedaviler daha zorlaşıyor.





 





KAYGILAR HER ZAMAN ZARARLI MIDIR?





 





Kesinlikle hayır. Bazen kaygılar doğru davranışlar konusunda motive edici olabilir. Ancak kaygı “aşırı” olunca durum değişiyor.




 



  • ·       Aşırı kaygının oluşturduğu bedensel belirtiler yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebilir. Çok kaygılı çocuklar sürekli karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı gibi fizyolojik belirtilerden şikayet edebilir.


  • ·       Kaygılandıklarında en kötüsünün olacağına dair bir beklentiye girebilir ki bu da gerçekten en kötüsünün olmasına sebep olabilir.


  • ·       Hayatını sürekli diken üstünde, sakınma davranışı döngüsünde geçirebilirler.


  • Eğer endişeler çocuğunun eğlenmesine, yaşının zevklerinden mahrum kalmasına sebep oluyorsa bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışmak önemlidir.



 




 





KORKU VEYA KAYGI TÜRLERİ NELERDİR?





  1. Özgül Fobi




·       Belirli bir nesne ya da durumla ilgili olarak belirgin bir korku ya da kaygı duyma halidir.





·       Bu nesne ve durumdan nerdeyse her zaman kaçılır, kaçılamazsa yoğun bir korku veya kaygı eşliğinde buna katlanılır.





·       Duyulan korku nesnenin gerçek tehlikesine göre orantısızdır.





İnsanlar pek çok konuda özgül fobiye sahip olabilirler. Bunlardan bazıları şunlardır; agorafobi (alan korkusu), zoofobi (hayvan korkusu), araknofobi (yılan korkusu), brontofobi (gök gürültüsü ve şimsek korkusu), pnigofobi (boğulma korkusu)…





  1. Sosyal Fobi (Toplumsal Kaygı Bozukluğu)



 



  • ·       Kişinin, başkalarınca değerlendirilebilecek olduğu ya da birden çok toplumsal durumda belirgin bir korku duymasıdır.


  • ·       Çocuk bunu sadece yetişkinlerinin yanında değil yaşıtlarının yanında da yaşamalıdır.


  • ·       Çocuğun utanıp, mahcup olacağına yönelik kaygıları vardır.


  • ·       Yaptığı davranışın onu küçük düşüreceği, olumsuz değerlendirileceğini düşünür. Dışlanmamak ve kırılmamak için içine kapanır.


  • ·       Mükemmeliyetçi ya da aşağılayan, değersizleştiren ebeveyn tutumları sosyal fobiye sebep olur.


  • ·       Anne babalar bunu özgüven eksikliği olarak değerlendirip yardım arayışına girerler.



 




  1. Yaygın Kaygı Bozukluğu



 



  • ·       Burda kişi bazı olaylar ve etkinliklerle ilgili aşırı bir kaygı ve kuruntu hisseder. Bu duyguları kontrol etmekte güçlük yaşar.


  • ·       Sürekli bir huzursuzluk hali vardır.


  • ·       Kolay yorulurlar.


  • ·       Odaklanmakta güçlük çekerler.


  • ·       Kolay öfkelenirler.


  • ·       Uyku problemleri yaşarlar.


  • ·       Kas ağrıları yaşarlar.



 




  1. Ayrılık Kaygısı



 



  • Ayrılık kaygısı, kişinin bağlandığı insanlardan ayrılmasıyla ilgili, gelişimsel olarak uygun olmayan ve aşırı düzeyde kaygı ya da korku duymasıdır. 2 yaşındaki bir çocuğun annesinden ayrılırken davranışsal tepkiler vermesi korkuya kapılması normalken, ayrılık kaygısı yaşayan 7 yaşındaki bir çocukta aynı tepkileri anormal olarak verebilir. Bu durum aslında 3 yaşından itibaren gelişimsel olarak adım adım ayrılması gereken çocuğun annenin kaygıları sebebiyle çocuğa yapışmasında kaynaklanan bir durumdur.


  • Çocuk bağlandığı kişileri yitireceği ya da bu kişilerin başına hastalık, yaralanma, ölüm gibi kötü bir olay geleceğiyle ilgili sürekli ve aşırı bir biçimde tasalıdır.


  • Bir felaket yüzünden ayrılmak zorunda kalacağından endişelenir.


  • Bu endişeler yüzünden evden uzaklaşmayı hiç istemez.


  • Evde dahi olsa bağlandığı kişiden uzak olmaktan, tek başına kalmaktan korkar.


  • Bazı durumlarda ayrılmayla ilgili kabuslar görülebilir.


  • Ayrılma durumlarında bedensel belirtiler de görülür.



 




Okula uyum konusunda bahsettiğim gibi çocukların okul fobisi yaşamasında en önemli etkenlerden biri ayrılık kaygısıdır..





  1. Panik Bozukluk



 



  •            Panik bozukluk; yineleyen, beklenmedik panik atakların olduğu, kişinin aniden yoğun bir korku ya da içsel bir sıkıntı yaşadığı durumdur.


  •            Çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, göğüs sıkışması, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik, bayılacak gibi olma, ateş basması, uyuşma, denetimi yitirme, çıldırma korkusu ve ölüm korkusunun gibi fiziksel belirtilerle tanımlanır.



 




Bunların dışında yaşanan travma sonrası stres bozukluğu da kaygı ve korkuların eşlik ettiği bir bozukluk olarak sayılabilir. Çocuğunuz korkuları üzerine çalışıyorsanız travmatik durumlar da iyi araştırmalıdır.





 





KAYGILARIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ





 





Kaygıların sosyal, akademik, ruhsal ve bedensel anlamda çocuğun üzerinde birçok etkisi vardır. Kaygı çocuğun sosyal olarak ilişki kurmaktan kaçınan, yaşıtlarının sosyal faaliyetlerinden uzak kalan, özgüveni düşük yetişmesine sebep olurken, akademik anlamda da ders başarısında ciddi düşüşlere ve okuldan soğumasına sebep olabilir. Ruhsal açıdan baktığımızda çocuklar ciddi üzüntüler yaşayabilir ve depresif belirtiler gösterebilir. Bedensel olarak ciddi problemler yaşayabilirler.





 





NEDEN BAZI ÇOCUKLAR ÇOK ENDİŞELİ?





 





Bazı çocuklar kaygı ve korkularla boğuşurken bazıları bunları optimal düzeyde yaşar. Bu konu ebeveynler açısından önemlidir çünkü bu problemler ebeveynde suçluluk duygularına sebep olabilir. Kaygının temeline baktığımızda, sebep olan faktörleri  üç ana başlıkta toplayabiliriz.





1.     Genetik Materyal





Fareler üzerinde yapılan bir araştırmada stres altındaki farelerde hormonal değişimler ölçülmüş ve bu ölçümler sonraki üç kuşağa aktarılmıştır. Yani aile içinde bulunan kaygılı genetik miras, bize genlerimizle aktarılıyor. 





2.     Aile Tutumları





Bazı anne ve babalar çocuklarını iyi olma kaygılarıyla yetiştirir. Ancak biz bugün biliyoruz ki kaygı bulaşıcıdır. Eğer çocuğunuzun yapacağı davranış girişimleri sizi endişelendiriyorsa çocuğunuz da davranışlarında bu endişeyi hisseder. 





3.     Çevre





Yaşantılar ve deneyimler de çocukta belli miktarda kaygı oluşmasına sebep olabilir. duygu regülasyonu henüz yeterli seviyeye ulaşmamışsa çocuk bu kaygılarla baş edemez ve sürekli tetikte olan bir kimlik geliştirir.





 





KORKU VE KAYGILARLA NASIL MÜCADELE EDERİZ?





 




 



  • ·       Öncelikle kendinize net bir hedef belirlemelisiniz. Çocuğunuzun pek çok korkusu olabilir. Tek birisiyle çok fazla uğraşmak sizi karamsarlığa sürükleyebilir ancak merak etmeyin ilk korkuyu aştığınız an diğerleriyle mücadele etmek çocuğunuz için daha kolay olacak. Çocuğunuz başardığını hissettiği için bundan sonrası için motivasyonu yüksek davranacak. Zincirleme bir etki oluşacak. 


  • ·       Korku belirlendikten sonra çocuğunuzun bu konuyla ilgili ne hissettiğini, ne düşündüğünü ve ne yaptığını detaylıca öğrenmeniz gerekiyor. Bazen çocuklar ne hissettiğinin ya da ne düşündüğünün fakında olmayabilir. Böyle durumlarda anne baba olarak tahminlerde bulunarak onun bulmasına yardımcı olmalısınız


  • ·       Çocuğunuzun korkularıyla ilgili farklı düşünceler geliştirmesine yardımcı olmak, birlikte bir dedektif gibi korktuğu şeyin olmayacağına dair kanıtlar bulmak, çocuğun başka şekillerde düşünmesine yardımcı olmak.


  • ·       Aşamalı olarak yeni deneyimlere teşvik etmek. Bu süreçte yapacağına gerçekten inanıp hiçbir kaygı hissetmemeniz çok önemli.


  • ·       Yapılan olumlu davranışları ödüllendirerek çocuğun motivasyonunu yüksek tutmak.


  • ·       Aşamalı olarak, hedeflerin belirli olduğu kapsamlı bir plan yapmak.



 




 





Bu önerileri uygularken dikkat edilmesi gereken en önemli sey çocuğun sorunlarını onun adına çözmemek, onun içindeki güce inanarak çözmesini sağlamaktır. Anne ve baba çocuğa güvenceler vererek, teminat olmaktan ziyade çocuğun kendi içsel kapasitelerini geliştirmesine olanak sağlamalı, yakınlarında durup bir koç gibi desteklemeli.Bunları yaparken oyunlarla, keyifli aktivitelerle çocuğunuzun katılımını sağlamak da sizin yaratıcılığınıza kalıyor.





 





Tüm uygulamalara rağmen başedemediğiniz korkular için profesyonel bir destek almayı lütfen ihmal etmeyin, optimal korkulu günler…





 





Uzman Psikolog / Psikolojik Danışman Ebru YURDALAN





 





 




 



Turk PDR (ebru yudalan)
http://www.turkpdr.com/makale/cocuk-psikolojisi/korku-hakkinda-her-sey-548.htm