Turk PDR (Serdal GÜR)
http://www.turkpdr.com/makale/mesleki-rehberlik/meslek-seciminin-insan-hayatindaki-yeri-ve-onemi.htm

Meslek Seçiminin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi (21.03.2011)

Her geçen gün gelişen ve değişen dünya içinde toplumların ve kişilerin de beklenti, istek ve ihtiyaçları da değişmeler göstermektedir. Bu beklenti ve ihtiyaçlara çözüm üretmek ve en üst seviyede karşılamayı sağlamak için gelişen teknoloji ve hayata uygun yeni meslek alanları doğmaktadır.

Her geçen gün gelişen ve değişen dünya içinde toplumların ve kişilerin de beklenti, istek ve ihtiyaçları da değişmeler göstermektedir. Bu beklenti ve ihtiyaçlara çözüm üretmek ve en üst seviyede karşılamayı sağlamak için gelişen teknoloji ve hayata uygun yeni meslek alanları doğmaktadır.


Ortaya çıkan bu meslek ve iş alanlarında çalışacak aynı zamanda yeni insan gücü ihtiyacı da belirmektedir. Bu durumda toplumsal ve kişisel ihtiyaçların karşılanması, toplum içinde yaşayan bireylerin mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmesi için kişilerin kendilerini gerçekleştirmelerini sağlayacak, kişiliklerine, ilgi, istek ve yeteneklerine uygun meslekleri seçmeleri önem kazanmaktadır.
İnsan nasıl yaşayacağını yaptığı seçimlerle belirler. Yaşamın çeşitli zamanlarında yapılan seçimler, bireyin yaşam tarzını şekillendirir. Bireyin yaşamında mutlu ve başarılı olması bu seçimlerin isabetli olmasına bağlıdır. Diğer bir ifade ile insan isteklerine ve olanaklarına uygun seçimler yaptığı sürece mutlu ve başarılı olur. Bu seçimlerin en önemlisi meslek seçimidir. Kişinin seçtiği meslek onun nasıl bir iş ortamında çalışacağını, nasıl bir yaşam süreceğini, nerede yaşayacağını, nasıl bir dünya görüşünün olacağını hatta kiminle evleneceğini belirleyebilmektedir (USLUER 1998). Devamlı yeni çalışma alanları bulan, gelişme ve değişme süreci içinde olan teknoloji ve bilim ile birlikte yepyeni iş alanları doğmaktadır. Bu yeni oluşan iş alanları insanların tercih yapma şansını arttırırken aynı zamanda karar verme sürecinde bireylerin zorlanmalarına neden olmaktadır. Kişilerin yapacakları meslek tercihleri ileriki yıllarında kişilerin içinde bulundukları toplum hayatında ve kendi kişisel dünyaları içinde çok büyük bir yere sahiptir. Doğru bir meslek tercihi mutlu bir gelecek, yanlış bir meslek tercihi mutsuz bir gelecek oluşturacağı, kişinin bir ömür boyu yapmış olduğu tercihten dolayı mutlu veya mutsuz yaşamak zorunda kalacağı bir gerçektir. Bireyin hayatında bu kadar önemli bir yere sahip olan meslek tercihi bir o kadar da toplum açısından önemlidir. Çünkü toplumların gelişmesini sağlayacak olan en önemli unsur insandır. Doğru tercihleriyle doğru mesleklerde çalışan insanlar toplumsal kalkınmanın, gelişmenin ve ilerlemenin de birinci faktörüdür. Bu nedenle bireylerin yapacakları meslek tercihlerinde çok dikkatli olmaları kendilerini gerçekleştirmelerini sağlayacak, ilgi, değer ve yeteneklerine uygun meslek tercihleri yapmaları hem kişinin içinde bulunduğu toplum için hem de kişinin kendi mutluluğu için önemlidir.
Günümüzde artık meslek tercihi bir anda verilen bir karar, acele, tutarsız ve rast gele gerçekleştirilen bir durum değildir. Meslek tercih bir gelişim süreci içerisinde kişinin önce ne olacağına karar verme aşamasıyla başlayan, onun karar verdiği meslek hakkında bilgi edinme ve kendi yeteneklerinin seçtiği mesleğe uygunluğunu gözlemleme ve son olarak onun seçtiği meslek hayatında yaşama ve çalışmasını kapsayan uzun soluklu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde kişi, seçtiği mesleklerden ilgi, yeterek ve değerlerine uygun olmayanları ayıklayacak kendi beklentilerine cevap verecek en doğru mesleği seçmeye çalışacaktır. Eğitim sistemimizde yapılan yenilikler ve değişmelerde meslek seçiminin bireyin hayatında ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Artık kişi üniversite sınavına girerken değil daha önceki eğitim-öğretim yıllarında bir mesleğe veya ulaşmak istediği meslek ile ilgili eğitim veren programlara yönelmek zorundadır.
İLKÖĞRETİMDE MESLEKİ REHBERLİK VE YÖNLENDİRME
Eğitim sistemimizde yaşadığımız değişme ve gelişmeler, ilköğretim düzeyinde gelişecek veya su yüzeyine çıkmaya başlayacak mesleki gelişimin daha sonraki öğretim yılları için önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Özellikle ilköğretimin ikinci kademesinde yani 6., 7. ve 8. sınıflarda oluşturulacak bir meslek bilinci, bireyin tercihlerini doğru yapmasına ve ortaöğretim sonrası yüksek öğretim hayatında istediği, ilgi ve yeteneklerine uygun alanlara yönelmesini sağlayacaktır. Geçtiğimiz yıllarda özellikle üniversite giriş sınavında ortaöğretim kurumlarının herhangi bir alanından mezun olan öğrencilerin kendi mezun oldukları alan dışında da tercih yapmasına uygundu. Bu durum da öğrencilerin lise son sınıfa gelene kadar herhangi bir meslek alan ile ilgili ideal belirlemelerini ve alan için yeterli meslek bilincine ulaşmalarını engellemekteydi. Bu nedenle zaman zaman bireyler kendi alanları ile ilgili olmayan çok zıt ve tutarsız alanları tercih edebiliyordu. Ancak son yıllarda üniversite giriş sınavı ve ilköğretim sonrası devam edilecek ortaöğretim kurumlarına yerleşme konusunda yapılan değişiklikler ilköğretim sonrası öğrencilerin yönelecekleri alan ve kolların önemini fazlasıyla arttırdı. Bu durum ilköğretim ve belki de daha önceden belli bir meslek fikrine kavuşmalarını ve bu seçilen meslek alanına yönelmek için gerekli yetenek ve ilgilerin kendilerinde var olup olmadığını keşfetmelerini zorunlu kıldı.
Günümüzde artık mesleki alanda bireylerin yapacakları tercihlerin, seçtikleri alandan geri dönüşü olmayan bir noktaya getirmiş durumdadır. Bu nedenle ilköğretim kademelerinde okuyan öğrencilerimizin ilköğretim sonrası tercih edecekleri okulları ve alanları çok dikkatli seçmelerini gerektirmektedir. Kendi ilgi, yetenek ve değerlerine uygun alanlara yönelmeleri onların daha sonra üniversite sınavına girerken istekleri doğrultusunda tercih yapmalarına neden olacaktır. Bunun için daha ilköğretim kademelerinden başlayarak uygulanan ve her geçen gün daha bir dikkat ve titizlikle üzerinde durulan mesleki rehberlik ve yönlendirme faaliyetleri önemini arttırmaktadır.
Son yıllarda eğitim sisteminde alan ve kol tercihleri ile ilgili yapılan değişmeler ilköğretim sonrası alan, kol ve okul tercihlerinde dikkatli olmayı gerektirmektedir. Bu amaçla ilköğretim okullarımızda mesleki rehberlik ve yönlendirme faaliyetleri artık belli bir program dahilinde ve öğrencilerin kendilerini daha iyi tanımalarını sağlayacak, kendilerine uygun mesleki tercih konusunda daha etkin bir rol alacak şekilde planlanmış ve uygulanmaktadır. Mesleklerin incelenmesi, iş yeri ziyaretleri düzenlenmesi, üst okul ziyaretleri yapılması, meslek günleri düzenlenmesi, mesleki gelişimini tamamlayamamış öğrencilere yönelik mesleki grup rehberliği programı uygulanması, öğrencilerin kendilerini ve tercih ettikleri mesleğe karşı ilgi, değer ve yeteneklerini daha iyi görmek için testler uygulanması bu program kapsamında gerçekleştirilen çalışmalardır. Tüm uygulanan bu etkinliklerde merkez öğrencidir ve onun ilgi, yetenek ve istekleri doğrultusunda yöneleceği alanları tanımasına yardımcı olmak temel amaçtır. Bu amaç doğrultusunda yapılan bu etkinlikleri kısaca şöyle açıklamak mümkündür:
Mesleklerin incelenmesi çalışması ile öğrencilerin tercih ettikleri meslek kollarında çalışan bireylerle görüşmeler yaparak meslek hakkında yarıntılı bilgi alması amaçlanır. Öğrenci seçtiği mesleği incelerken kendisini de tartma fırsatı bulmaktadır. Mesleğin zorluklarını görmekte, mesleğin ekonomik kazancı konusunda bilgi sahibi olmakta, meslek kolunda çalışan bireylerin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini .birinci ağızdan ve mesleğin çalışma ortamı içersinde almakta ve bu doğrultuda kendisinin bu mesleği ne derece gerçekleştirebileceği konusunda fikir sahibi olmaktadır. İş yeri ziyaretleri düzenlenmesi ile bulundukları bölge içerisinde faaliyet gösteren fabrika, el sanatları tezgahları gibi yerleri ziyaret etme fırsatı bulmakta bu alan tercihi olan öğrencilerin de işi yine yerinde görmesi amaçlanmaktadır. Üst okul ziyaretleri bölümde ise, öğrenciler çevrelerinde bulunan ortaöğretim kurumlarını ziyaret etmektedirler. Bu ziyaretler esnasında öğrenciler ziyaret ettikleri okulların öğretim şekli, vermiş olduğu eğitim, meslek okulu ise içerisinde barındırdığı meslek dalları ve bunların eğitim-öğretim koşulları, okula giriş ve kayıt koşulları hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanmaktadır. Bunun yanında ziyareti yapılan üst öğretim kurumlarının öğrencilere bu okulu bitirdikten sonra ne gibi iş olanakları sunduğu, üniversiteye girişte ne gibi kolaylıkları olduğu ve üniversitelerin hangi programlarına bu okul mezunlarının yerleştiği konusunda bilgi edinirler. Meslek günleri düzenlenmesi çalışması kapsamında da öğrencilere bulundukları çevrede öğretmen, doktor, polis, hemşire, avukat v.b. çeşitli iş kollarında çalışan kişilerin okullara davet edilmesi suretiyle bu kişilerin meslekleri hakkında okul ortamı içinde öğrencilere bilgi vermeleri amaçlanmaktadır. Belli bir meslek bilincine ulaşmamış veya henüz tam olarak hangi alana yönelmesi konusunda kararını verememiş olan öğrencilere yönelik olarak uygulanan mesleki grup rehberliği çalışması ile de öğrencilerin grup içerisinde düzenlenen oturumlarla kendilerini daha iyi tanımaları, hangi alanın kendileri için daha doğru bir tercih olduğunu görmeleri ve doğru kararlar vermeleri amaçlanır. Bu yardım sürecinde karar verme merkezi yine öğrencinin kendisidir. Kesinlikle oturumu gerçekleştiren psikolojik danışman öneri, nasihat v.b. tutumlar içerisinde bulunmaz. Öğrencilerin kendi ilgi, yetenek ve değerlerini görmeleri için uygulanan testlerle öğrencilerin ilgi, yetenek ve değerler açısından nerede olduklarını görmeleri, ilgi ve yetenekleri ile tercih etmiş oldukları alanlar arasındaki tutarlılık ve tutarsızlıkları görmeleri amaçlanmaktadır. Yukarıda belirtilen çalışmalardan birini gerçekleştirmek bize istediğimiz tam verileri vermeyecektir. Onun için belirtilen konuların titizlikle uygulanması geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın doğru tercihler yapması konusunda olumlu sonuçlar vereceği inancındayım.
Bu uygulamaların gerçekleşmesi aşamasında ilköğretim okullarımıza ve bu okullarımızda görev yapmakta olan psikolojik danışmanlar ile öğretmenlerimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Okullarımızın öğrencilerimizin kendilerini gerçekleştirmelerine imkan verecek ortamları oluşturmaları, bu uygulamalar kapsamında gerekli planlamayı titizlikle yapmaları, öğrencilerin ilköğretim sonrası devam edecekleri üst eğitim kurumlarını tercihlerinde sağlıklı düşünsel faaliyetleri gerçekleştirmesine imkan verecektir. Bu bağlamda çalışmalarda aktif görev alan psikolojik danışmanlar ve öğretmenler de üzerlerinde olan sorumlulukların farkında olmalı, öğrencilerin karşılaştıkları sorunlarla ve bunların giderilmesi ile yakından ilgilenmeli, onların doğru kararlar vermelerinde danışmanlık faaliyetlerini üst seviyede gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Çünkü, karar verme aşamasında olan ve yardıma ihtiyacı olan öğrencilere ilk yardımı sunacak olan kişiler bizleriz. Onlara sunacağımız yardım ne kadar doyurucu ve tatmin edici olursa öğrencilerimizin kendi gelecekleri ve dolaylı olarak da toplumumuz hakkında verecekleri kararlar o derece tutarlı ve sağlıklı olacaktır. Amacımız milleti ve ailesi için yaralı bireyler yetiştirmekse bu kapsamda sunacağımız yardım faaliyetleri de bu amaca ulaşmayı hedefleyen çalışmalar olmalıdır. Toplumlar sağlıklı bireyler ve kendini gerçekleştirmiş, ne yapmak istediğini bilen, adımlarını atarken kararlı ve tutarlı olan insanlarla ayakta kalmaktadır. Yetiştireceğimiz bireylerde bu özelliklere sahip bireyler olmalıdır. O zaman ancak ulu önderin bize söylediği ve ideal olarak önümüze koyduğu muasır medeniyetler seviyesine ulaşabiliriz.
MESLEK SEÇİMİ KONUSUNDA AİLELERİN ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVLER
Her anne-baba çocuğunun iyi bir geleceğe sahip olmasını, iyi bir işe, iyi bir eşe sahip olmasını ve yaşamı boyunca mutlu olmasını ister. Onun bu amaçlara ulaşması için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışır. Bunlar içerisinde belki de en çok titizlikle üzerinde durduğumuz çocuklarımızın edinecekleri mesleklerdir. Daha çocuğumuzun küçüklüğünden başlayarak sergilediğimiz yaygın tutumumuz çocuğum büyüyünce diye başlayan ve onun yerine kararlar vererek onun belki de kendi olmak istediğimiz ama bir şekilde ulaşamadığımız mesleğe sahip olmasıdır. Onu hayallerimizde doktor, avukat, mühendis, hakim, savcı yapmışızdır bile. Ona sıklıkla sorduğumuz soruların başında da büyüyünce ne olacaksın soru gelmektedir. Çocuğumuza öğütlediğimiz gibi de bizim ona öğrettiğimiz mesleği söylemesi bize belki de hiç olmadığımız kadar mutluluk vermektedir. Anne-baba olarak da bunun bizim en doğal hakkımız olduğunu bile savunuruz. Çocuğumuz bizim öğrettiğimiz meslek dışında bizim hiç istemediğimiz bir meslek adını sorumuz sonrasında cevaplandırdığında da belki ona kızar, ona mesleğe sahip olacaksın da ne olacak deriz. Amacımız onun kazancı iyi, toplumda yeri olan ve bize de onun bu mesleğinden dolayı mutluluk verecek bir iş alanına yönelmesidir. Ama hiçbir zaman çocuğumuzun isteğinin ne olduğunu sormayız. Çünkü onun için en doğru kararı biz çoktan vermişizdir. Onun vereceği kararlara güvenmeyiz, çünkü o daha çocuktur ve bu işlerden anlamaz. Ama şunu daima göz ardı ederiz; çocuğumuzda bir bireydir ve onunda arzuları, istekleri ve beklentileri vardır. O, kendisi için kararlar alabilir ve bunu bizim yardımımızla uygulama fırsatı bulabilir. Unutmayalım ki onunda beklentileri, idealleri vardır. İlgi duyduğu bir alanda çalışmak ve üretim faaliyetinde bulunmak onun da en doğal hakkıdır. Bu hakkını onun elinden almak ona iyilik etmek mi yoksa ona kötülük etmek midir? Durup bunu bir düşünmemiz gerekir, gerçekten biz doğru karar veren taraf mıyız? Yoksa sadece kendi benliğimizi tatmin etmeye çalışan bencil insanlar mıyız? Kendini gerçekleştirmiş, kişiliği oturmuş, tutarlı ve kendi içinde uyumlu bireyler bulundukları toplumları da mutlu eden bireylerdir. Baskı altında tutulan, kendi kararları her zaman başkaları tarafından alınan ve kendi başına adım bile atmaktan korkan bireyler ise bulundukları toplumları bir adım bile ileri götüremeyen bireylerdir. Bu nokta da anne-babalar olarak üzerimize düşen görevleri bilmeli ve çocuklarımıza hangi konuda olursa olsun yardım ederken onların kararlarına saygı göstermeyi unutmamalıyız. Onlar artık emekleyen, kendi yemeğini kendisi yiyemeyen birer bebek değiller. Onlar kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, bunaldıklarında yaslanacak anne-babalar arayan, kendi gözlüklerinden dünyayı yorumlayan bireylerdir. Hadi gelin artık kabul edelim onlar büyüdüler ve yaşamları için karar verme yaşına geldiler. Bırakalım kararlarını versinler, yardım istediklerinde yardım elini uzatmaktan çekinmeyelim. Hiç düşündünüz mü? Belki sizin anne-babanız da size çocuğunuza davrandığınız gibi davrandı ve bu nedenle olmak istediğiniz, çok arzuladığınız mesleğe gidemediniz. Eğer böyleyse neden şimdi biz çocuğumuzun önünü kapatarak bizim yaşadığımız duyguları yaşamasını istiyoruz.



Anne-babalar olarak bizim üzerimize düşen görev; yaptığı tercihler ve attığı adımlarda onlara destekçi olmaktır. Onları yıldırmaktan, önlerine engeller sermektense onların önünü açmak ve karşılaştıkları güçlüklere göğüs germekte yardımcı olmaktır. Bunu yaptığımız da alacağımız mutluluk onları bizim istediğimiz mesleklere yönlendirmek ve zorlamaktan alacağımız mutluluktan daha büyük olacaktır. Çünkü bunu yaptığımızda sadece biz mutlu olacağız ama çocuğumuzun mutluluğu bizim için önemliyken neden bencil davranmayı tercih edelim ki!
Günümüzde artık meslek bilincinin ve yapılacak meslek tercihinin önem kazanması, tercih edilecek meslek alanlarının çoğalması bireylerin yapacakları tercihlerde de kararsızlıklara kapılmasına neden olmaktadır. Bu nokta da anne-babalar olarak üzerimize düşen görevlerden biri de çocuğumuz kararsız kaldığı meslek dalları arasında en doğru kararları vermesine yardımcı olmaktır. Bunun için onun ilgi, yetenek ve isteklerinin farkında olmak, onunla ilgilendiğimizi ona göstermek çocuğumuzun bunaldığı anlarda bize koşmasını sağlayacaktır. Toplum içinde yaşayan bireyler olarak hepimizin zaman zaman yardım alma ihtiyacı duyduğumuz anlar olmuştur. Çocuğumuzun böyle bir anında ona yardımcı olmak ve doğru kararlar vermesinde ona alternatifler sunmak bizim görevlerimiz arasındadır. Sunacağımız bu alternatiflerde baskıcı, yönlendirici ve zorlayıcı olmaktan uzak durmalıyız. Bu tür bir tutum içinde olmak çocuğumuza yardım sunmaktan çok ona köstek olmak alacaktır. Bu durum çocuğumuzun bize olan güvenini belki de sarsacak, karşılaştığı bir başka sorun karşısında sorununa yardımcı olarak bizi seçmesini engelleyebilecektir.
İlköğretim sonrası devam edilecek üst okul tercihinin ve bu okulların alan, bölüm ve kol tercihinin önem kazandığı ve yapılan tercihlerin insanın yaşam biçimini belirlediği bir dönemdeyiz. Bunun için anne-babalar olarak bu değişme ve gelişmeleri yakından takip etmek ve çocuğumuza ihtiyacı olduğunda en iyi yardımı sunmaya hazır olmamız gerekmektedir. Biz kendimizi bu konularda ne kadar iyi yetiştirirsek çocuğumuza sunacağımız yardım da o derece faydalı olacaktır. Bunu başkalarının görevi gibi görmek doğru bir tutum ve davranış şekli değildir. Meslek tercihinin insan hayatı için bu kadar önemli olduğu bir dönemde kendimizi bundan uzak tutmak ve sorumluluğu başkalarının üzerine atmak sadece bu işten kaçmaktan başka bir şey değildir. Sorumluluklarımızın bilincinde olmalı ve bu sorumluluklar doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmeliyiz. Onlara sorumluluklar vermeli daha küçük yaştan bazı sorumlulukları alması ve uygulaması gerektiği bilincini onlara kazandırmalıyız. Bu sayede çocuklar kendi yetenek, ilgi ve isteklerinin farkında olacak, alacağı kararlarda yere daha sağlam adımlarla basacak ve kendini gerçekleştirmiş, ne istediğini bilen ve bunlara ulaşmak için ne yapması gerektiğinin bilincinde olan bireyler olarak toplumda yer alacaklardır. Toplumsal kalkınmanın ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı yetiştirmek için üzerimize aldığımız her türlü görev gibi bu meslek bilincinin kazandırılması ve doğru meslek tercihi konusunda gerekli yardımın sunulması amacıyla gerçekleştireceğimiz her türlü faaliyet çocuklarımızın mutlu ve huzurlu olmasını ve dolayısıyla içinde yaşadığımız toplumunda mutlu ve huzurlu olmasını sağlayacaktır.


KAYNAKÇA
Meslek İnceleme Kılavuzu, Erdal USLUER, Mart 1998
http://www.orduram.gov.tr



Turk PDR (Serdal GÜR)
http://www.turkpdr.com/makale/mesleki-rehberlik/meslek-seciminin-insan-hayatindaki-yeri-ve-onemi.htm