Turk PDR (Turkpdr.com)
http://www.turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=cocukta-egitiminde-disiplin-yontemleri

Çocukta Eğitiminde Disiplin Yöntemleri (11.11.2010)

Anne-baba olarak çocuğumuzun eğitim sürecinde hangi yöntemleri kullanıyoruz? Kullandığımız yöntemlerin başında korkutma geliyor. Korkutmadan sonra, tehdit etme, eleştirme, kıyaslama ve dayak ile cezalandırma gelmektedir. Bu disiplin yöntemlerini çoğaltmak mümkündür. Odaya veya banyoya kapatma, aç bırakma ve vücudunda sigara söndürme vb. sayabiliriz.
Yukarıda saydığım yöntemleri kullandığımızda, çocuğumuzda istediğimiz davranış değişikliğini yapabiliyor muyuz? Örneğin; çocuğumuz yalan söylediği zaman onu dayakla cezalandırdığımızda çocuk artık yalan söylemeyi bırakıyor mu? Kısa süre bize yalan söylemeyi bırakır ama dayağın etkisi geçtikten sonra tekrar yalan söyleyecektir ve yalan söylediğinde alacağı cezayı bildiğinden dolayı yalan söyleme davranışını pekiştirmiş oluruz.
Anne-baba olarak çocuğumuzun yaptığı olumsuz davranışlarda ne yapmalıyız? Onları nasıl disiplin edebiliriz veya olumlu davranışları nasıl kazandırabiliriz?
Çocuğumuzun dünyasına girmemiz gerekiyor. Onun duygu ve düşüncelerini anlayarak, onu iyi tanıyarak ona yardımcı olabiliriz. Çocuğumuzun oyun arkadaşlarını, okul arkadaşlarını ve ilişki içinde olduğu insanları tanımalıyız. Çevresindeki insanları tanırken sorgulayıcı ve denetleyici olmaktan kaçınmalıyız. Olumlusuz davranışı sergiledikten sonra bunu neden yaptığını dinlemeli ve verilecek cezayı ondan sonra verilmeliyiz. Örneğin; çocuğumuz okuldan geç geldiğinde ona bağırmadan neden geç kaldığını anlatmasına izin vermeliyiz. Ceza verirken fiziksel veya duygusal şiddet yerine ,sevdiği bir oyuncağıyla oynamasına izin vermemek ya da izlemeyi sevdiği bir TV programını izlemsine izin vermemekgibi davranışlar tercih edilmelidir.
Çocuğumuzun bir ihtiyacı olduğunda bunu bize söylemekten korkmamalı ve çocuk bizden bir şey istediğinde onu dinleyip neden ihtiyacını karşılamadığımızı ona anlatmalıyız. Örneğin ;çocuğumuz bizden bisiklet istediyse, buna hemen hayır demek yerine şu anda bisikleti neden alamayacağımızı ona anlatmalıyız. Çevremizde bisiklet sürmeye uygun ortam yoksa, trafik bakımında çok işlek bir yerde oturuyorsak veya şu andaki maddi durumumuz bisiklet almaya uygun değilse bunu çocuğumuzun anlayacağı bir dille açıklamak zorundayız. Çocuğumuzu dinlediğimizi ve onu anladığımızı kendisine hissettirmeliyiz.
“Anne-Baba Olmak” başlıklı yazımda da bahsettiğim gibi çocuğumuza söz verdiğimizde verdiğimiz sözü tutmak zorundayız. Tutamayacağımız sözler verdiğimizde çocuğumuzun nazarında yalancı ve güvenilmez insanlar oluruz.
Anne-baba olarak tutarlı davranışlar sergilememiz gerekiyor. Eşler arasında, çocuk eğitiminde, bir olay karşısında da aynı tutumu sergilemeliyiz. Birimizin hayır dediğine, diğerimiz evet dememeli ya da birimizin yasakladığını bir diğerimiz onaylamamalı.
Çocuklarımızı başkalarının yanında eleştirmemeli, olumsuz davranışlarını başkalarına anlatmaktan kaçınmalı ve onlara lakap takmamalıyız. Çocuğumuzu diğer arkadaşları ve kardeşleriyle kıyaslamaktan da kaçınmalıyız. Çocuğun bulunduğu ortamlarda sürekli olarak yapılan eleştiri ve kıyaslamalar sonucunda,bir müddet sonra çocuğun bahsi geçen tavırları benimsediğini ve bu yönde yaşamaya başladığını göreceğiz. Çocuğumuz olumsuz bir davranış sergilediğinde bunun sonucunu kendisine yaşatmalıyız. Örneğin ;bize kızıp oyuncağını camdan attığında, biz veya kardeşi gidip oyuncağı attığı yerden almamalıyız. Oynadıktan sonra oyuncakları toplaması gerektiğini ona söylediğimizde ve çocuğumuz oyun oynadıktan sonra çocuğumuz oyuncaklarını toplamıyorsa biz onun yerine toplamamalıyız. Evi temizlerken yerde gördüğümüz oyuncakları yerden alıp çöpe atmalıyız. Daha sonra çocuğumuz ona benzer bir oyuncak istediğinde yenisini almamalıyız.
Evle ve çocukla ilgili kararlar aldığımızda çocuğumuzun fikrini almalıyız. Evde alınan kararlarda çocukları da etkilemektedir. Kurallar konulurken çocuğumuz da etkin rol almalı ve yapacağı davranışların sonucunda alacağı cezayı veya yaptırımı önceden bilmelidir. Evde sadece çocuklarımızın uyacağı kurallar olmamalı bizim de uymamız gereken kuralar olmalı ve biz bu kuralları çiğnediğimde ailemiz ve çocuklarımız tarafından verilen cezayı kabullenmek zorunda kalmalıyız. Hatta kurallar konulurken anne ve baba ,çocuklar ortak bir metin hazırlamalı, altına imza attıktan sonra belli bir süre tüm aile fertlerinin görebileceği bir yere asmalidırlar.
Hayatı çocuğumuza bir reçete gibi sunmamalıyız. Yapması gereken davranışları ve oyun arkadaşlarını belirlemekten kaçınmalıyız, en iyi öğrenme yönteminin yaşayarak öğrenme olduğunu unutmamalıyız. Özgüven geliştirirken biz sadece onun yanında olmalıyız onun yerine kararlar vermekten kaçınmalıyız. Bir sorunla karşılaştığında sorunu önce onun çözmesini beklemeliyiz. Sorunu çözemediğinde ona çözüm yollarını göstermeliyiz. Sorun hala devam ediyorsa devreye girip sorunu beraber çözmeliyiz. Örneğin; okulda arkadaşıyla tartıştığında çocuğumuzun yerine biz gidip arkadaşıyla konuşmamalıyız veya arkadaşının ailesini aramaktan kaçınmalıyız. Arkadaşlar arasında zaman zaman tartışmaların olabileceğini ve sonraki süreçte bu tartışmaların ortadan katlığını çocuğumuza söylemeliyiz. Maalesef çok sık şahit olduğumuz bir durum var. Okulda veya sokakta iki çocuk kavga ederken devreye aileler giriyor ve kavga artık iki aile arasında sürdürülüyor. Bir müddet sonra iki çocuğa baktığımızda onların hala arkadaş olduklarını ve beraber oyun oynadıklarını göreceğiz.
Çocuk eğitimde kullanabileceğimiz bir başka yöntem de olumsuz bir davranış sergilediğinde çocuğun ilgisini başka yönlere kaydırmaktır. Örneğin ;iki kardeş aynı oyuncakla oynamak için kavga ediyorlar. Kızmadan sorunu nasıl çözebiliriz? Genelde büyük çocuğa kızar ve oyuncağı kardeşine vermesini sağlarız. Bunun yerine çocuklardan birini o an yaptığımız işe dahil edebiliriz. Eğer yemek hazırlıyorsak masayı kurmamızda yardımcı olabilirler. Bazen çocuklarımızın oynadığı oyunlara katılmalıyız ve onları anladığımızı çocuklarımıza his ettirmeliyiz.
Çocuklar doğuştan yalan söylemeyi, hırsızlık yapmayı ve olumsuz davranışları bilmeden dünyaya gelirler. Biz anne-baba olarak bunların birçoğunu farkında olmadan çocuklarımıza öğretiyoruz. Olumlu örnek olmuyoruz ya da çocuklarımıza olumlu insanları model almalarını sağlamıyoruz. Örneğin ;kapı çalıyor ve pek sevmediğiniz bir tanıdığınız akşam size misafirliğe geleceğini söyleyip gidiyor, siz akşam gelmesini istemiyorsunuz küçük çocuğunuza akşam evde olmayacaklarını söylemesi için bu tanıdığınızın evine yolluyorsunuz. Akşam hiçbir yere gitmiyorsunuz. İlk başta tanıdığınızın gelmemesini sağlamış olabilirsiniz ama çocuğunuzun yanında farkında olmadan yalancı konumuna düşmüşsünüzdür.
Bizler çocuklarımızın olumlu veya olumsuz tüm davranışlarından sorumluyuz. Onlara iyi model olmalıyız.



Kaynak:
Çocukta Özgüven : Serdal GÜR


Turk PDR (Turkpdr.com)
http://www.turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=cocukta-egitiminde-disiplin-yontemleri