Turk PDR (Turkpdr.com)
http://www.turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=ram-ve-harddisk-bilinc-ve-bilincalti

Ram ve Harddisk / Bilinç ve Bilinçaltı (08.03.2011)

Bilgisayar mantığını bilen herkes ram ve harddiskin ne olduğunu iyi kötü bilir. Ama gene de açıklamakta yarar var. RAM, "Random Access Memory" (Rasgele Erişimli Bellek) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. RAM bilgilerin geçici olarak depolandığı bir hafıza türüdür. Bilgisayarlar genellikle o an üzerinde çalıştıkları programlar ve işlemlerle ilgili bilgileri RAM denen bu hafıza parçasında tutarlar. Sistem bellekleri (RAM) sakladıkları bilgileri PC’nizi kapattığınızda saklayamaz. Sistem belleklerinin bu özelliğinden dolayı güç kullanmadığı halde veri saklayabilecek donanımlara ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyacı sistemde sabit disk sürücüler (harddisk) karşılar. Sabit diskler bilgisayarınızı açtığınızda işletim sistemini ve diğer yazılımları sistem belleğine yükler ve kalıcı olarak saklamaya karar verdiğiniz bilgileri PC’niz kapalı bile olsa korumaya devam eder. Sabit diskler saklanması gereken verileri disk üzerinde manyetik değişim gerçekleştirerek yazarlar.


 


Bakıldığında aslında insan beyni de aynı mantıkla çalışmaktadır. Beynin çalışma sistemi, birbirleriyle her an bağlantıda bulunan yüz binlerce nörona dayanır. Beyindeki nöronlararası haberleşme ağını inceleyen bilim adamları, bu son derece hızlı sistemi bilgisayarlarda en etkili biçimde taklit edebilmeyi amaçlıyorlar. (Harun Yahya, İnsan Mucizesi) Ram kısa süreli bellek görevi görmekte harddisk bilinçli akıl hardiskin içerisindeki gizli klasörlerde bilinçaltı gibi çalışmaktadır. İhtiyaç duyulan bilgi ram vasıtasıyla ilgili yerlerden alınmakta ve kullanılmaktadır. Gereksiz olan bilgililer yani o zaman kullanılmayacak olan bilgiler de bellekte saklanmakta, ihtiyaç duyulunca kullanılmaktadır.


 


Evet, bilgisayar mantığından hareket ile harddiskimiz ve bilinçaltımızda bulunan bilgilerin günlük hayatımızdaki etkilerine bir göz atalım. Diyelim ki harddiskimizde başarısızlık mesajı var, ya da daha önceden oluşturulmuş başarısızlık görüntüleri var, yine aynı olay ile karşılaşınca ram kayıtlı olan başarısızlık düşüncelerini ya da başarısızlık görüntülerini ortaya çıkarıyor. Doğal olarak bireyde otomatikman başarısız olma düşüncesi uyanıyor. Bir de daha tehlikeli durumlar var, başarısızlık yaşadıysak doğrudan aynı olayda bireyde başarısızlık düşünceleri çıkarması normal, bir de olay ile alakası olmadığı halde tıpkı bir virüs gibi diğer alanlara sarkan diğer alanlara bulaşan başarısızlık düşünceleri ya da çevreden bebeklikten bu yana alınan başarısızlık mesajları var. Bu mesajlar sistemin doğru çalışmasını engelliyor ya da sistemi yavaşlatıyorlar.


 


Çocukluktan itibaren verilen bütün olumsuz mesajlar bireyin kendine olan güven duygusunun gelişmesini engeller ve bireyi sonraki dönemlerde özgüveni düşük biri haline dönüştürebilir. Çocuklara verdiğimiz mesajlara dikkat etmeli onun gelecekteki hayatı üzerine etkilerini düşünmeliyiz. Yani ne ekersen onu biçersin misali ne depoya neyi kaydedersek ortaya o çıkacaktır.  


 


Çoğumuz bazı davranışları değiştiremediğimizi söyleriz, bizi rahatsız etseler de onu değiştiremeyiz, işin ilginç yanı da ne neden değiştiremediğimizi biliriz ne de neden yaptığımızı. İşte bunun sebebi bilinçaltımıza kopyalanmış olan inançlar ve daha önceden aldığımız mesajlardır.


 


Anne ve baba olarak çocuğun bilinçaltına sürekli başarısızlık mesajı yollar, ona güvenmediğimizi her fırsatta dile getirip belli edersek çocukta bir süre sonra kendine güvenmeyen bir haline dönüşebilir. Tabi bir de bunun tersi durum söz konusu, bu durumu olumlu olarak kullanırsak çocuğa olumlu mesajlar verip, bilinçaltına güven aşılarsak çocuk başarılı ve özgüveni yüksek biri haline dönüşebilir.


Bilinçaltı kaydetmesi gebeliğin ilk aylarından başlayarak bütün ömür boyu süren bir süreçtir. Gebeliğin daha başlarına çocuğa sevgi, başarı mesajları yüklemeye başlamamız ve bütün dönemlerinde olumlu mesajlar vermemiz çocuğun hayata bakışı ve başarısı üzerinde olumlu etki yaratacaktır.


 


İşin bir de başka bir boyutu daha var. İnsan zihni olumsuz mesajları algılamaz yani olumsuzluk eki ile biten cümleler zihnimiz tarafından olumlu hale dönüştürülerek algılanır. Örneğin “kırmızı araba düşünme” dediğim zaman aklımıza hemen kırmızı bir araba gelir. Oysaki ben size kırmızı araba düşünmemenizi söyledim, beynimiz onu aldı düşünme’nin olumuzluk eki olan “me” ekini çıkardı ve beyne kırmızı araba düşün mesajı ulaştı. Aslında bu da aynı bilgisayar mantığındadır. Siz bilgisayara şu programı çalıştırma diye mesaj veremezsiniz. Çalıştırmak istemiyorsanız kapat diye mesaj verebilirsiniz. Olumsuzluk içeren komut bilgisayar tarafından işleme konulamaz. Beyin de aynı düzen ile çalışır.


 


Zihin olumsuz olanı algılamıyorsa bizde zihne yapılmak istenilmeyeni değil, yapılmak istenileni belirten mesajlar vermeliyiz.


 


“Yani çocuğumuza sınıfta kalmanı istemiyorum yerine sınıfını geçmeni istiyorum”


“Başarısız olmanı istemiyorum yerine başarılı olmanı istiyorum”


“Bunu kesinlikle unutma yerine, bunu daima hatırla”


“Sınavda ne yap yap başarısız olma yerine, sınavda elinden geleni yap başarılı ol.” Mesajları vermeliyiz.


 


Sınıfta kalmanı istemiyorum cümlesini ele alalım, yukarıda ne dedik, zihin olumsuzluk ekini çıkarır ve öyle algılar. İstemiyorum kelimesindeki “mi” olumsuzluk eki çıkartılır, istiyorum diye bilinçaltı tarafından algılanır. Örnekleri çoğaltmak mümkün asla unutmamalıyım dediğimiz birçok şeyi unutmuşuzdur, bunun yerine hatırlamak istediğimizi söylersek daha etkili olacaktır.


 


Son olarak da sayın anne babalar aklınızın bir kenarına yazın siz çocuklarınızdan ne bekliyorsanız çocuklarınız sizin beklentileriniz ile orantılı davranışlar sergileyecektir. Tabi bu şu demek değildir, ben çocuğumun doktor olmasını bekliyorum, o zaman kesinlikle doktor olacak. Hayır, bu da değil, daha genel anlamda başarılı olmasını bekliyor ve en önemlisi üzerinize düşünleri de yapıyorsanız başarılı olacaktır. Başarısız olmasını bekliyorsanız ve başarısız olacaksın vs gibi cümleler ile çocuğunuza aşılıyorsanız, o da sizi utandırmayacak büyük ihtimalle başarısız olacaktır. Çocuğunuza verdiğiniz her mesaj bilinçaltına ulaşır ve her zaman çocuğu etkiler. Bu etki kiminde azdır kimsinde daha çok, kiminde hemen çıkar kimisinde yıllar sonra etkisini gösterir.


 


Çocuğa verilen her olumsuz mesaj ve beklenti onun beyninin virüsler yüzünden doğru çalışmasını engeller ve ilerleyen yaşlarda yukarıda da belirttiğim gibi mantıklı gelmese de neden yaptığını bilmese de bir inanç haline dönüşür ve bütün hayatını etkiler.


Turk PDR (Turkpdr.com)
http://www.turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=ram-ve-harddisk-bilinc-ve-bilincalti