Televizyon çocuklarımızın efendisi mi? Kölesi mi? (24.11.2013)
Teknolojinin insanlığa en büyük armağanlarından biri olana Televizyon, bilinçli ve amaca uygun kullanıldığında iyi bir öğretici olabileceği gibi, amaca uygun kullanılmadığı takdirde özellikle çocuklarımız için ciddi olumsuz etkilere yol açabilmektedir.
Amerikan Pediatri Akademisinin (AAP) tavsiyesine göre; bebeklerin beyin gelişimi için ilk 2 yıl kritik olduğundan, bu süreçte televizyondan uzak tutulmaları, 2 yaş sonrası içinse yaş grubuna uygun olarak günde 1-2 saatten fazla televizyon izlememeleri yönündedir.
Ülkemize baktığımızda yaklaşık 5 çocuktan birinin odasında Televizyon bulunmakta ya da çocuklar televizyonun bulunduğu odada yatmaktadırlar. Maalesef ki bir çok aile çocukları için ‘televizyon izleme saati’ ve ‘yaş grubuna uygun program seçme’ konusunda bilinçlenmediği için saatlerce ekran önünde kalan çocuklarımız psikolojik, sosyolojik ve biyolojik olarak olumsuz etkilenmektedirler.
Televizyon çocuğun aile ve sosyal çevresiyle doğal ve interaktif iletişimini engelleyebilmekte ve bu da çocuğun özellikle sosyal gelişimine etki edebileceği gibi ileriki yıllarda da, toplumsal ilişki kurmasında sorun yaratabilmektedir.
Yapılan araştırmalarda televizyon izleme süresi artan çocukların, okul başarılarında azalma gözlemlenmiştir. Ekran önünde harcanan vakit, çocukların konsantrasyon ve ödev yapma isteklerini azaltmaktadır.
Özellikle televizyon reklamlarında gösterilen özendirici, atıştırmalıkların (şeker,kek,cips,vs…) sağlık açısından pek fazla değeri olmadığı gibi, abartılı reklam filmleriyle çocukların tüketme isteğinin yükselmesine sebep olabilmekte. Bununla birlikte uzun saatlerini hareketsiz TV karşısında geçiren çocuklarda fiziksel gelişim bozuklukları obeziteye kadar ilerleyebilmektedir.
Ekranlarda çok sıklıkla sergilenen, çoğunlukla da gerçekten kopuk ve abartılı kavga, şiddet, kan, gözyaşı, bağrışma sahneleri çocuklarımızın ruh sağlığı ve psikolojik gelişiminde önemli problemlere yol açabiliyor. Bununla birlikte film ve dizilerde gösterilen cinsel içerikli sahneler, çocuklarımızın cinsel dürtülerinin olması gereken yaştan daha erken uyarılmasına ve yanlış rol model almalarına sebep olabiliyor.
Televizyon aynı zamanda aile içi iletişim konusunda da olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Sağlıklı bir ailenin ön koşulu, aileyi oluşturan bireyler arasında sağlam iletişime dayalıdır. Ne yazık ki günümüzde bir çok aile, beraber harcayacakları zamanlarını televizyon izleyerek geçirmektedirler. Bu da aile içi iletişimi zayıflatmakta ve bireyler arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Çocuklarımıza yansıması ise yanlış rol model olmakla birlikte, sosyal ve kişilik gelişimini etkileyecek çok ciddi riskleri de beraberinde taşımaktadır.
Kısaca televizyonun çocuklar üzerinde sosyal, psikolojik ve biyolojik açıdan taşıdığı potansiyel riskleri gözlemlediğimizde, biz ebeveynlere büyük sorumluluk düşmekte. Lütfen çocuğunuzla izleyeceğiniz programları seçerken, kendinize izleyeceğiniz dizi ya da filmdeki kötü karakterlerle ilgili şu soruyu sorun: ‘Gerçek hayatta ben bu kişiyi evime sokup, çocuğumla aynı ortamda olmasına izin verir miydim? J
Sevgiyle…
Pınar Holt