V. Ulusal PDR Öğrencileri Kongresinin Ardından (26.11.2010)
İlk olarak 2004 yılında Boğaziçi Üniversitesi’ nde yapılan Ulusal PDR Öğrencileri Kongresi’ nin beşincisi, Çukurova Üniversitesi’ nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 10-12 Temmuz 2008 tarihinde yapılan kongrenin ilk gününde değerli hocalarımız İbrahim Ethem Özgüven ve Tuncay Ergene’ nin protokol konuşmaları ile Süleyman Doğan’ ın sunduğu ‘21. yüzyılda Psikolojik Danışma Alanındaki Açılımlar Işığında Türk Psikolojik Danışma Hareketinin Görünümü’ adlı konferans, özellikle kayda değerdi.
PDR alanının öncülerinden Prof. Dr. İbrahim Ethem Özgüven, yaptığı konuşmada mesleğimizin temel ilkesini bir tek cümlede özetledi: İnsanları mutlu etmek…
‘Tanışmak-tanımak ve ilişkide bunduğumuz insanları mutlu etmek.’
Ege Üniversitesi’ nden Prof. Dr. Süleyman Doğan, ‘21. yüzyılda Psikolojik Danışma Alanındaki Açılımlar Işığında Türk Psikolojik Danışma Hareketinin Görünümü’ başlıklı konferansında ileriki yıllarda PDR alanını etkilemesi beklenen 4 sosyal ve bireysel değişim alanını şu şekilde sıraladı:
-Ekonomik iklim ve değişen teknoloji
-Değişen aile yapısı
-Artan çoğulculuk ve kültürel farklılık
-Risk altındaki popülasyonlara yönelik gelişen yaklaşımlar.
Günümüz hız çağında ve insanlar arası çoğulculuk ve kültürel farkların önem kazandığı, bu oranda da “hoşgörü” gibi gereksinim duyduğumuz/aradığımız/özlediğimiz kavramlardan uzaklaştığımız bir dünyada sayın Süleyman Doğan’ ın, “geleceğin psikolojik danışmanları, kültürel birikime duyarlı olmalıdır,” şeklindeki uyarısını oldukça önemli görüyorum.
Yine, Doğan’ ın PDR’ nin bir ‘bilim dalı’ değil de bir ‘meslek dalı’ olarak görülmesine yönelik çektiği dikkat, düşündürücüydü. Doğan, “Psikolojik Danışma İş Analizi”’ ni bir çözüm olarak ortaya koyduğu konuşmasında, 21. yüzyılda psikolojik danışmanları çetin bir mücadelenin beklediğine yönelik dikkati çekerek, “tüm camia var gücümüzle çalışmalıyız,” ifadelerine yer verdi.
Bu noktada, bu camianın birer ferdi olarak kendimize “peki ben ne yapabilirim?” sorusunu sormalıyız, diye düşünüyorum.
5. Ulusal PDR Öğrencileri Kongresi’ nin öğrenci panelinde ise; “unvan sorununu nereye kadar tartışacağız?” sorusunu yönelten İstanbul Üniversitesi’ nden Emre Alıcı, panelin en dikkat çeken ismiydi.
Tuncay Ergene’ nin oturum başkanlığını yaptığı “Psikolojik Danışmanların Farklı İstihdam Alanları” başlıklı panel, panelistlerin deneyimlerinden faydalanma şansı yakalamak bunun yanında da psikolojik danışmanların rollerinin, birçok sektörde ve alanda, arttığını görmek açısından önemliydi.
5. Ulusal PDR Öğrencileri Kongresi’ nin ikinci günü bildirilere ayrılmıştı. Sunulan tüm bildirileri takip etme şansı yoktu. Ancak takip etme şansı yakalayabildiğim bildirilerin çoğu beni, “bildiri nedir? ; bildiri nasıl yazılır? ; bildiri neden yazılır? ; bildiri kime yazılır?” sorularının yanıtlarını araştırmalıyız, şeklinde düşündürdü. “Bildiri” adı altında yapılan sunumlar, maalesef ne kadar bilimsel olursa olsun, her şeyden önce bir “bildiri” değildi.
Bildiri, öncelikle sunulmaz… okunur… Bildiri; farklı bir pencere açar. Bildiri, eleştirir/itiraz eder/yıkmaya ya da onarmaya çalışır. Bildiri yollar açar… Bildiri, yenilik peşinde koşar… Bildiri, bilgiyi ya da elde edileni, bir araştırma sonucunu paylaşmak değil, düşünceyi paylaşmaktır.
Bildiri, heyecanlandırır. Bildiri, ayağa kaldırır. Bildiri, harekete geçirir…
Yine de, çalışan, bir şeyler ortaya koyan ve kongremizin ikinci gününde yaptıkları sunumlarla bizleri düşündüren tüm arkadaşlarımız, yürekten bir teşekkürü elbette hak ediyor.
Ancak şunu da belirtmeliyim ki, okuduklarım ve tarih beni yanıltmamışsa, PDR gibi gelişmeye açık meslekler için, “bildiri” bir can damarı gibidir. Mesleğin sorunlarına dikkat çekmede, mesleğin sorunlarının çözümünün araştırılmasında ve mesleğin gelişiminin önünü tıkayan engellerin ortaya konulmasında/kaldırılmasında ve en çok da mesleğin ‘nefes almasında’ kilit rol oynayabilir. Yeter ki “sunum” ya da “konferans” değil “bildiri” olsun!
Kongremizin altıncısı, Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. Kendine güvenen, yetenekli ve değerli çok güzel öğrenciler tanıyarak Adana’ dan dönmüş bir insan olarak, 2009 yılındaki kongrede mesleğimize yeni pencereler açacak, ona nefes aldıracak, geliştirip, güçlendirecek, öncü rol oynayacak ‘bildiriler’ beklediğimi söylemek istiyorum.
Kongremizin beşincisine çabalarını, emeklerini ve de yüreklerini ortaya koyarak ev sahipliği yapan, en ufak bir aksaklığa meydan vermemek için sürekli koşturan, konuklarını güleryüzle karşılayarak yine aynı şekilde uğurlayan ve de kongre katılımcısı olarak bizlere değer verdiklerini hissettiren Çukurova Üniversitesi PDR öğrencilerine ve başta İbrahim Ethem Özgüven, Ragıp Özyürek, Tuncay Ergene, Binnur Yeşilyaprak olmak üzere kongre boyunca bilgilerini ve deneyimlerini paylaşma şansından bizleri mahrum etmeyen tüm hocalarımıza yürekten teşekkürler.
Bursa’ da görüşmek dileğiyle.