|
Rüyalar, kabuslar ve söylemediklerimiz
Ekleyen: Filiz Çapar Şahin | Okunma: 304516 | 12.10.2011
Hapsolduğu sözcüklerin içinde dilimizin ucuna takılır duygularımız. Göstermeye göstermeye unuturuz, ya da söylemeye söylemeye söylememeyi alışkanlık haline getiririz. Genelde de bir şok bizi düşündüklerimizi, hissettiklerimizi söylemekten alıkoyar. Sıcaklığını dilimizin ucunda hissederiz; ama bir türlü dışarılara taşıramayız. Karşımızdakinin attığı bir adım bize daha önce yaşananları hatırlatır. Bir kalp kırma, bir sert çıkış. Artık sert çıkamayız, kırılan kalbimizin çatlaklarından çıkan sesler bizim sesimizi bastırıverir birden. Tamir olunmadığını, unuttuğumuzu sanırız; ama işte ordadır, tamir edilmemiştir onarılmamıştır. Bu kinden büsbütün başka bir şeydir. Kızmazsın, öfkelenmezsin; yine de hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Rüyalar da olmasa belki de rahatlayamazsın bir lahza. Onlar seni yediğin tokatlardan, işittiğin onlarca kötü sözlerden bir bir temizler her gece. Denizler, okyanuslar aşarken unutursun tüm acılarını. Zaten yorumcular da aslında bilirler her rüyanın bir içi temizliği olduğunu, hep hayra yorarlar sana unutturmak için kötü günleri. Bir annenin şefkatli omuzu gibi omuz verir en karanlık günlerimizde bize. Kendini kastığın için yaşayamadığın her şeyi yaşatır rüyalar. En güzeli de söyleyemediklerine bir yol, bazen bir ulak olur sana taşır. Onun sandığına yıllar önce attığın kendinle ilgili bütün anıları beğensen de beğenmesen de başka mitlere büründürür oturtuverir kucağına. Unutup tozlandırıp paslandırdıkların için bazen o kadar kızar ki sana bir kabus olup silleyi indirir yüzünün ortasına. Günlerce düşünürsün bu kabusun anlamını. Çoğumuz korkarız kabuslar gelecekten kötü haberler taşıyor diye. Geleceğimiz de geçmiştekilerle kurduğumuz koca bir bina değil mi aslında içimizde olan. Gün içinde kafamıza takılsa da bizi çok yorsa da en çok kabuslardır bizi biz yapan, silkeleyen ve kendimize getiren. Yaşadığımız hayat öyle rutine girer ki bazen unuturuz dünyanın sonlu olduğuna. Çevremizdeki halkadan kopup aramızdan ayrılan insanlar bile ölümü bize hatırlatamaz. Dünyanın bizim yaptığımız kısa vadeli ve uzun vadeli planlar için döndüğünü düşünür gibi yaşar gideriz. Ta ki bir kabusun derinliğinden tırnaklarımızla yukarı çıkmaya çalışana kadar. İşte o zaman anlarız hayatın aslında bir rüya, rüyaların da gerçek olduğunu; söyleyemediklerimizin ise özümüze sıkışmış kaya parçacıkları olduğunu.
» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «
Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın. |
1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
Toplam Tekil Hit: 3273964
Toplam Çoğul Hit: 24219391 Kimler Online ?
9 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.
|