|
Zararlı Maddelerin İlk Adımı ve Yakın Arkadaşı: Sigara
Ekleyen: Abdulkerim IŞIK | Okunma: 310128 | 07.06.2011
Uzm. Psk. Danışman Abdulkerim IŞIK Adıyaman Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü
Konumuza önce bağımlılık, alışkanlık ve tutsaklık kavramlarının tanımını yaparak başlamada fayda vardır. Bağımlılık; insanların yetersizliklerini gidermek için dışarıdan alınan maddelerden destek aramalarıdır. İki çeşit bağımlılık vardır: Alışkanlık ve Tutsaklık. Alışkanlık; dışarıdan alınan maddelerin oluşturduğu ruhsal etkiyi yeniden yaşamak için güçlü bir isteğin duyulmasıdır.(Sigar ve içki gibi) Tutsaklık; dışarıdan alınan maddelerin engellenemez biçimde, bir anlamda zorunlu olarak kullanılması demektir.(Uyuşturucu) Alışkanlıkta, maddeye karşı aşırı istek duyulur ve ruhsal bağlılık söz konusudur. Alınan miktar zamanla arttırılır. Tutsaklıkta, maddeye bedensel bağımlılık vardır. Zamanla alınan maddenin miktarı çoğaltılır; alınmadığı durumlarda yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Şimdi, asrın vebası olarak anılan ve genellikle zararlı madde alışkanlıklarına eşlik eden veya zemin hazırlayan sigara üzerinde duralım: 15.Yüzyılda Amerika'nın keşfiyle sigara da günlük hayata girmiştir. Diğer maddelerde olduğu gibi sigara da önce tedavi amacıyla kullanılmış ve zamanla keyif maddesi haline gelmiştir. O günlerden zamanımıza dek tüketici eğilimlerinin özellikle reklamlar aracılığı ile bilinçsizce kamçılanması sonucu, sigara tüketimi günümüzde en yüksek düzeye ulaşmıştır. Sigara reklamlarında genellikle sigara içenin yüzünde rahat, mutlu bir ifade vardır. Bedensel gevşekliğin anlamı olarak rahatça oturmuş ya da uzanmış, ayak ayak üstüne atmış, çoğunlukla bir içki kadehi de duruma eşlik etmektedir. Aynı şekilde yemek üstüne bir sigara yakmak, kahve ya da çayla içilen sigaranın verdiği keyif durumları artık toplumda normal karşılanan ve kabul edilir bir davranış olmuştur. Buna karşılık karikatürlerde, TV oyunlarında gördüğümüz gibi, doğum odasının kapısında bekleyen babanın ayakları dibinde birikmiş izmaritler, kumar oynayanların çevresini sarmış yoğun duman, birbirine eklenen ve fosur-fosur tüttürülen sigaralar da telaş, kaygı ve gerginlik gibi ruhsal durumları simgeler. Sigaranın etkili maddesi olan Nikotin, sinir sistemi üzerinde uyarıcı ve baskısı bir etkiye sahiptir. Önce gerginlikleri ve kaygıyı geçici azaltma girişimi ile başlayan sigara, kısa bir sürede ruhsal alışkanlığa dönüşür. Bu sığınağın ölümcül bir nitelik taşıdığı bilinmez veya önemsenmez. Oysa1 tek sigara ile damar yoluyla verilen 1 MGK nikotine eşdeğer miktarda Nikotin alınmış olur. 60 MGK Nikotin'in damar yoluyla verilmesinden birkaç dakika sonra insan Nikotin zehirlenmesinden ölür. Uzun süreli kullanımda sigaranın merkezi sinir sistemi üzerindeki etkileri çoğalır. Kesildiğinde kaygı, sıkıntı ve gerginlik artar; ruhsal güç azalır; yorgunluk, bitkinlik, iştahsızlık vb. belirtiler görülür. Sigaranın zararları konusunda yapılan araştırmalardan çıkan sonuçları şöyle özetleyebiliriz: Başta akciğer kanseri olmak üzere, dil, solunum yolları, gırtlak, pankreas, idrar torbası, böbrek kanserlerinin gelişmesinde en önemli etken sigaradır. Gebelik sırasında sigara içen annelerde, düşük, erken doğum, doğum sonrası ölüm ve sakatlık oranı yüksektir. Annesi ya da babası sigara içen veya bulundukları yerde sigara içilen küçük çocukların soğuk algınlığı, nezle, öksürük, solunum yolları hastalıklarına karşı dirençleri düşer, sık ve kolay hastalanırlar. Sigara içen gençlerin okul başarısı, içmeyenlere oranla daha düşüktür. Dikkat toplama yetenekleri ve kas güçleri daha zayıftır. Gençlik çağında sigaraya başlayan ve uzun süre içenlerin göğüs çevresi iyi gelişmez, dar kalır. Bu nedenle yeterli solunum yapılmaz. Sigara, çeşitli solunum yolları hastalıklarına zemin hazırlar ve kalp-damar hastalıklarında da önemli bir etken olarak görev yapar.
Ülkemizde sigara tüketiminin, nüfus oranımıza oranla daha büyük bir hızla yükseldiği, sigara içenlerin yaş ortalamasının gittikçe düştüğü gözlenmektedir. Gençler, özdeşleşme döneminde büyüklere benzemek onlar gibi davranmak eğilimi ile sigara içerler. Arkadaşları arasında üstünlük kurma, kendisini ispatlama, kabul ettirme gibi onlara doyum sağlayan özentilerin, kendilerine neye mal olacağının bilincinde değillerdir. Yapılan araştırmalar, sigaraya olanların kişilik yapılarında dengesizlik, kısa yoldan hazza ulaşma, gerçeklerden kaçma, otoriteye karşı çıkma, başkalarına benzeme gibi karmaşık özelliklerinin bulunduğunu göstermiştir.
''MADDE BAĞIMLILIĞINA GİDEN YOLDA İKİ TEMEL ZARARLI ALIŞKANLIK: SİGARA VE ALKOLDÜR'' Sigaraya karşı savaş, toplumun temel ve en küçük birimi olan ailede başlatılmalı ve sürdürülmelidir. Bilindiği gibi çocuklar sözlerden çok davranışlardan etkilenirler. Çocuğa bir yandan sigaranın zararlarının zararlarından söz etmek, öte yandan sigara içmek çelişkili bir davranıştır. Büyüklerin çocukların yanında sigara içmeye özen göstermeleri çok önemlidir. Çocuk gençlik çağına yaklaştıkça, onunla yüz yüze, açık-seçik konuşmalı, basmakalıp öğütler ve yasaklardan sakınmalıdır. Ailede ve okulda baskıcı yöntemlerle gençlerin sigaraya karşı korunmasında başarı sağlanamadığı bilinen bir gerçektir. Bu tür yaklaşımlar gençte tepki oluşturur, yasaklanan her şeyi yapmak ve büyüklerini karşı çıkmak eğilimine kapılmasına neden olur. İnandırıcı, aydınlatıcı, eğitici yöntemlerin daha etkili olduğu kuşkusuzdur. Bedensel ve ruhsal bakımdan sağlıklı kuşaklar yetiştirmenin maddi ve moral şartlarını oluşturma daha da önemlidir. Dini inançlarımız ve törel değerlerimiz, insana ve topluma yönelik zararlı etkileri olan ve olabilecek tüm konulara bakış açısı, gayet yapıcı desteğe sahip ve temel çözüm önerilerini kapsamaktadır. Bu inanç ve törel değerler desteklenmeli ve güçlendirilmelidir. Çocuğun ve gencin boş zamanlarını olumlu ve etkin bir biçimde değerlendirilmesi için beden eğitimi, spor, sanat ve kültür kurumlarının yaygınlaştırılması, faaliyetlerinin arttırılması gerekmektedir. Sigaraya karşı toplum ve devletçe alınacak önlemler arasında, sigarayı yasal iklimin artık normal bir nesne saymaması, sigara fiyatlarının sigaraya özendirmeyecek kadar yüksek tutulması, katran ve nikotini düşük sigara üretilmesi, sigara reklamlarının yapılması, kapalı mekanlar ve toplu taşıma araçlarında, kültürel toplantılarda sigara içilmesinin yasaklanması ve en önemlisi kitle iletişim araçları yoluyla sigaranın zararları konusunda aydınlatıcı çalışmaların yapılmasıdır. Öteki bağımlılıklarda olduğu gibi sigara alışkanlığından kurtulmak da bir irade sorunudur. Sigara alışkanlığından kurtulma ancak ve ancak bu konuda kesin ve içten karar almak ve uygulamak mümkündür. Aldığı kararı uygulayabilme gücü olduğunu kendisine ve çevresine ispatlamak insana büyük bir doyum sağlayacak ve özgüveni arttıracaktır. Günümüzde sigarayı bırakmak, giderek artan bilimsel yöntemlerle sağlanmaya çalışılmakta, sigara bağımlılığından kurtulmak isteyenlere beslenme ve davranış reçeteleri sunulmaktadır. Bunların da kuşkusuz yararı vardır. Bir kaçını özetlemeye çalışalım: Uygulamaya gedmeden önce sigaranın ne amaçla içildiği, hangi durumlarda daha ihtiyaç duyulduğu belirlenmeli, imanlar elverdiğince bunlardan uzak durmaya çalışılmalıdır. Sigaraya ihtiyaç duyulduğunda ağza şeker, leblebi atılabilir; su, meyve suyu, ıhlamur içilebilir; elde anahtar, teşbih ve zincirle oynayarak sigara isteği azaltılabilir. Sigara içenlerin yanında uzun süre kalınmamalı, sigara içilmeyen yerlerde zaman geçirmek için çaba harcanmalı, açık havada yürüyüş, solunumu açacak hareketler yapılmalı, spora ve beden eğitimine önem verilmelidir. Sık sık, çok az ve hafif yiyecekler ve sulu besinler alınmalı, özellikle akşamları ağır yemek ve içmekten kaçınılmalıdır. Yemeklerden sonra 5-10 dakika dinlenip,5-10 dakika yürüyüş yapılmalıdır. Böyle bir uygulamanın yaklaşık olarak bir hafta-onbeş gün sürmesi sigara alışkanlığının sonu olabilir. Sigarayı bırakmış olmanın verdiği güven duygusu, bir kez daha başlamamanın en sağlam güvencesidir. Sağlıklı, sigarasız, alkolsüz ve uyuşturucusuz mutlu bir dünya dileklerimle…
» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «
Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın. |
1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
Toplam Tekil Hit: 3273972
Toplam Çoğul Hit: 24219748 Kimler Online ?
5 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.
|