|
Kardeşim Bu Evden Ne Zaman Gidecek Anne?
Ekleyen: Sultan UNCU | Okunma: 203974 | 10.11.2014
Kıskançlık; genel olarak öfke, nefret, kendine acıma, korku ve intikam duygularından kaynaklanan, bireyi mutsuz eden olumsuz bir duygudur. Çocuklarda kıskançlık daha çok, sadece kendisine yönelmesini istediği ilgi ve sevginin, başkasına yönelmesine dair korkudan, üzüntüden kaynaklanmaktadır. Çocuklarda en belirgin olarak görülen kıskançlık ise, kardeş kıskançlığıdır. Kardeş kıskançlığı, evin ilk çocuğunun yeni gelen kardeşi kıskanması, ortanca kardeşin diğer kardeşleri kıskanması veya küçük çocuğun büyük çocuğu kıskanması biçiminde görülebilir. Evin ilk çocuğunun kardeşini kıskanması ise en sık rastlanılan durumdur. Genellikle ailede kardeşin olacağı ihtimali konuşulmaya başlandığında kıskançlık duygusu ortaya çıkar. Bazı çocuklar da, kardeşinin eve gelişinden birkaç ay sonra kardeşini kıskanmaya başlayabilir. Ne zaman son bulacağı, nasıl tamamen ortadan kalkacağı da, kıskançlığın ortaya çıkışı gibi her aile ortamına göre değişiklik gösterebilir. Aileye yeni bir bireyin katılması aile içindeki tüm dengeleri değiştirir. Büyük çocuğun da, eve kardeşin gelişiyle birlikte bocalaması normal bir durumdur. Kardeş kıskançlığı da olağandır ve bu süreçte evin büyük çocuğunda anormal davranışlar gözlemlenebilir. ‘’Kardeşimin olmasını istiyorum!’’ diyen’’ çocuklar bile, zamanla kardeşlerini kıskanabilirler. Evin ilk çocuğunun kardeşi kabullenmesi zaman alabilir. Öyle ki; 3 yaşındaki Zeynep, 2 aylık kardeşini kastederek sorar ‘’ Kardeşim bu evden ne zaman gidecek anne? ‘’ Çocukların, özellikle kardeşlerine karşı duyguları, davranışları karşısında anne babalar gergin davranmamalıdırlar. Kardeş kıskançlığını pekiştirecek veya söndürecek olan, ebeveynlerin ve yakın çevrenin kardeş kıskançlığı karşısında sergilediği tutumdur. Kardeş kıskançlığıyla çocuklar bazen direkt (doğrudan) kardeşlerine zarar verme eğiliminde bulunabilirler, kardeşlerinin evden gitmesini istediklerini direkt dile getirebilirler. Bazen de kardeş kıskançlığı biçim değiştirerek dışa vurulur. Genellikle eve gelen kardeşin ardından evin büyük çocuğu hastalanır. Bu durum, ailenin genişlemesine dair gösterilen tepkilerin başında yer alır. Bazen regresyonlar görülebilir, yani büyük çocuk da kardeşi gibi annesini emmek isteyebilir, emekleyebilir, bebek gibi konuşmaya çalışabilir. Bazen de büyük çocuk içine kapanabilir. Tüm bunların yanı sıra, yemek yememe ve kilo kaybı, sevgiyi sorgulama ve sıkça ‘’beni seviyor musunuz?’’ tarzında soruların sorulması, alt ıslatma, gece korkuları, şiddet eğilimi ve okul fobisi kardeş kıskançlığının belirleyicileri olabilir. Kardeşler arasındaki yaş farkı, kardeşin eve gelişiyle birlikte büyük çocuğun hayatındaki değişikliklerin yoğunluğu, aile arasındaki ilişkiler, kardeş kıskançlığının yaşanmasında, oldukça önemli etkenlerdir. Kardeş kıskançlığının asgari seviye de yaşanabilmesi için kardeşler arası yaş farkı aile planlamasında göze alınabilir. ‘ Yapılan araştırmalara göre ruh ve beden sağlığı açısından kardeşler arasında en az 18 ay olmalıdır, aksi halde anne iki çocuğa birden bakmakta zorlanarak, onları ihmal edebilir. Kardeşler arasında en uygun farkın ise 3 yaş olduğu gösterilmiştir. Bu durumda kardeşler arasındaki kıskançlık asgariye inebilir ve birbirlerine arkadaşlık ederek büyüyebilirler.’ ( Saygılı, 2005) Bu sürecin daha kolay, daha keyifli bir şekilde atlatılabilmesi için; kardeşinin gelişiyle birlikte evdeki çocuğun düzeni değişecekse bunun aylar öncesinden yapılması çok daha uygundur. Örneğin, evdeki çocuk bebeğin gelişiyle birlikte, beşiği bırakarak yatağa geçecekse, çocukta kardeşi yüzünden yatağından ayrılmak zorunda olduğu düşüncesinin oluşmasını engellemek adına, bu değişiklik aylar öncesinden yapılabilir. Kardeş kıskançlığını pekiştirebilecek bir diğer davranış ise, büyük çocuğun eşyalarının kardeşi için kullanılmasıdır. Çocuğun kendine ait eşyalarına kardeşine verilmesi huzursuzluğunu arttırabilir. Kardeşinin kullanacağı eşyaların, çocukla birlikte seçilmesi daha uygun olacaktır ve vermek istemediği eşyalar için de ısrarcı olunmamalıdır. Ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan birisi de, doğumdan sonra büyük çocukla annenin görüştürülme anıdır. Mümkün mertebe doğumdan sonra annenin kendini iyi hissettiği anda büyük çocukla görüşmesi sağlanmalıdır. Annesini çok bitkin durumda görmek büyük çocuğun korkmasına sebep olabilir. Hastaneden eve gelirken, bebek adına büyük çocuğa getirilen ufak bir hediye ise, büyük çocuğun gönlünü fethedebilecek yöntemlerden birisidir. Büyük çocuğu kardeşe alıştırırken, aile ve yakın çevrenin dikkat etmesi gereken bir başka konu ise büyük çocukla olan sözlü iletişimdir. ‘’ Zeynep’e kapı komşuları, tüm sevecenliğiyle kardeşin nasıl, çok ağlıyor mu? ‘’ diye sorar. Zeynep, başını sallayarak ‘hayır’ cevabını verir ve ardından gelen ‘’Ayy ne kadar güzel, demek kardeşin yaramaz değil!’’ cümlesi ile Zeynep’in zihninde bambaşka şemalar oluşur. Çok heyecanlı bir ses tonuyla bir önceki soruya verdiği cevabı değiştirir ve ‘’ Yook yoook çok ağlıyor, hiç susmuyor, o çok yaramaz!!!’’ der. Bu örnekte de olduğu gibi, büyük çocukların kardeşleriyle olan ilişkilerinde, onlara bakış açılarında, anne babalarından ve yakın çevreden aldıkları mesajlar oldukça önemlidir. Bu süreçte büyük çocuğa, kardeşinin daha çok ilgiye ihtiyacının olduğunun söylenmesi veya çok ağlamasından, alt ıslatmalarından şikayetçi oluyormuş imajı vererek büyük çocuğun kendisini iyi hissetmesini sağlamaya çalışmak, ailelerin doğru bildiği yanlışlar arasında yer almaktadır. Bu söylemler, kardeş kıskançlığını azaltmayacağı gibi, aralarında bir bağ oluşmasını da zorlaştırabilir. Bu süreçte büyük çocuğa karşı ilginin kesilmesi kadar, aşırı ilgi gösterilmesi de doğru değildir. Küçük çocuklarda kardeş kıskançlığı, genellikle abinin ya da ablanın meziyetlerini kıskanma biçiminde görülebilir. Abisi, ablası gibi okula gitmek isteyen, annesine-babasına yardım etmek isteyen, sürekli büyük kardeşiyle rekabet halinde olan küçük çocukların kardeş kıskançlığının önüne geçebilmek için yaşlarına uygun sorumluluklar verilmesi gerekmektedir. Böylelikle büyük kardeşin meziyetlerini kıskanmasından dolayı özgüven eksikliğinin oluşması engellenebilir. Ortancı çocuk da ise, daha çok ihtiyaçlarının yeterince giderilmediği, yada yeterince sevgi, ilgi görmediği düşüncesiyle kıskançlık görülebilir. Kendisini evin en büyük çocuğu ile en küçük çocuğu arasında sıkışmış olarak görebilir. Tüm bu düşünceleri yıkmak ise anne babanın tutumuna bağlıdır. Özellikle hastalık, üstün başarı gibi özel durumlara göre çocuklardan birinin tercih edilmesi, kardeşler arası kıskançlığın çocuklar arasında kalıcı olmasına, gizli bir rekabetin ileriki yaşlarda artarak devam etmesine sebep olabilir. Anne babaların çocuklarına eşit davranmaları mümkün değildir, zaten böyle bir şey doğru da değildir. Önemli olan çocuklara eşit davranmak değil, adil davranmaktır. Her çocuğa ihtiyacına uygun şekilde zaman ayırılmalı, yaşına uygun sorumluluklar verilmelidir. Çocuklara adil davranmak belki kardeş kıskançlığını tamamen ortadan kaldırmayabilir; fakat normalden daha fazla olmasını engelleyebilir. Çocukların yetişkinlikte de birbirlerini kıskanmalarının önünü kesebilir. Böylelikle, kardeş kıskançlığının sadece çocuklukta yaşanılıp, güzel anılarda kalması sağlanılabilir.
Sevgilerle; Sultan UNCU
Kaynakça Freud S. (2013) Çocukta Fobinin Analizi-Küçük Hans Vakası, İstanbul: Say Yayınları Saygılı S. (2005), Çocuk Yetiştirmek, İstanbul: Bilge Matbaacılık Jersild A. ( 1979), Çocuk Psikolojisi, (Çev. Günçe G.), S Yayınları
» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «
Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın. |
1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
Toplam Tekil Hit: 3243552
Toplam Çoğul Hit: 23609555 Kimler Online ?
9 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.
|