Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
HADDİNİ BİLMEME HASTALIĞI
Ekleyen: Tuğba Görgünoğlu YÜCEL | Okunma: 403177 | 09.05.2012

HADDİNİ BİLMEME HASTALIĞI

“Her şey benim…”

Çocuklarda 1 yaşın bitmesiyle başlayıp 4 yaşlarına kadar devam etmesi muhtemel olan “Her şey benim!” dönemi vardır. Bu süreçte çocuklara her şeyin onun olmadığını, başkalarının da varlığını, bize ait olmayan bir şeye sahip çıkmanın doğru olmadığını öğretemezsiniz. Öğretmeniz gerekmemektedir. Bu geçici bir gelişim sürecidir. Bu süreçte çocuk aslında sahiplenmeyi öğrenmektedir.

Bu dönemde çoğu anne baba ne yapacağını şaşırır ve paylaşmadığı için çocuklarına kızarlar. Eve gelen misafirin çocuğuyla oyuncaklarını paylaşmayan ve odasına bile sokmayan çocuk bencil, kıskanç ilan edilir ve genelde bu davranış eleştirilip kızılır. Oysaki çocuk gelişimin gereğini sergilemektedir. Paylaşmadığı için çocuğa kızmak, yürümeye başladığı için kızmaktan farksızdır aslında. Bu dönem çocuğun sahiplenme duygusunun desteklenmesi gereken bir zamandır. Bu çocuklar kıskanç değildirler fakat aile yanlış tutumlar sergilediğinde kıskanç bireyler yetişmesi de son derece olağandır.

Son zamanlarda yine mantar olup türeyen felsefe ve sosyoloji mezunlarının psikolojik danışmanlık ve rehberlik kadrolarına atanma isteği bana tam da çocukların 1-4 yaş sürecini anımsatıyor. Kendilerine ait olmadığı halde bir alana atamak için bu kadar diretmek, parkta gördüğü çocuğun oyuncağını elinden zorla çekmeye çalışan küçük bir çocuğun davranışından farksız geliyor bana açıkçası. Nasıl oluyor da yetkisi ve bilgisi dâhilinde olmayan bir işi yapmaya bu kadar soyunma hadsizliğini yetişkin insanlar sergileyebiliyor aklım almıyor başka biçimde. Bu durum bebeklik sendromundan başka bir yolla açıklanamaz diye düşünüyorum.

Bebekler “her şey benim!” sürecinde kendilerine ait olmayan bir şeyin kendilerine ait olduğunu öyle bir tutkuyla anlatır ve yaşarlar ki akıl almaz. Felsefe ve sosyolojicilerin de bizim mesleğimizi bizden daha iyi yaptıklarını düşünmelerinin de başka türlü açıklaması olamaz gibi geliyor bana. Yoksa zekasında ya da ruhsal durumunda sorun olmayan bir birey başka türlü böyle bir yanılgının içine nasıl düşer? Mesele sadece “bizi atayın” tutturması olsa gerçekten iş kaygısı, yaşam mücadelesi gibi daha insancıl yaklaşımlar sergileyeceğim fakat, işin içine “biz daha iyi yaparız!”, “biz daha iyi biliriz!” , “onlar gitmez biz gideriz!” , “Onlar yapmaz biz yaparız!” gibi saçma sapan gerekçeler girince başka yolu yok bu bir hastalık belirtisidir. En iyi ihtimalle bebeklik sendromudur. Bu kişiler ya 1-4 yaş krizini sağlıklıca atlatamamış ve sahiplenme duygusu geliştiremedikleri için kıskan ve bencil varlıklar haline gelmişlerdir ya da bu bir tür fiksasyondur ve bu kişiler hala 1-4 yaş zihinsel dönemindedirler.

Üniversiteye giriş sürecinde PDR okumak için ne kadar çalışılması gerektiğini, hele bir de iyi eğitim veren bir kurumda okumak için ne kadar çalışılacağını tahayyül bile edemeyen kişilerin okulları bittikten sonra kendilerine ait olmayan bahçeden meyve koparmaya bu kadar uğraşmaları kıskançlık, çekememezlik ve bencilliktir. Türkiye’nin en iyi Hukuk fakültesinin üstünde bir puanla ve dereceyle girdiğim, ve alternatifsizce tercih edecek kadar gönül verdiğim bu alanın hırsızlığa maruz kalmasına tahammül edemiyorumz. Sahiplenme duygumunzun bu kadar gelişmiş olması 1-4 yaş krizini ne kadar sağlıklı atlattığımızın da göstergesi.  Bahçenin ekilmesinde, yetişmesinde hiçbir emekleri olmadığı halde meyveleri yeme hakkını kendilerinde görürler ki böylesine savunabiliyorlar “Bu alan benim!” diye. Bunun eğer bebeklik sendromuyla bir ilgisi yoksa tek açıklama bu durum “haddini bilmeme hastalığı”dır.

Alanın içinde işini tam anlamıyla yapmayan meslek elemanları elbette vardır. Fakat bu her meslekte vardır. Her yerde vardır. Her yerin iyisi iyi kötüsü kötüdür.  Fakat sanki sadece PDR alanına özgüymüş gibi lanse edilmektedir. Ayrıca alan içinde işini iyi yapmayanlar da bu alanın ve bu alan elemanlarının, derneğinin, mesleğin sorunudur ve çözümü de yine bu alanın içinden doğabilir. İşin bu noktasını dile getirip durmak da yine hadsizliğin bir parçasıdır.

Artık bu saçmalıkların yetişkin yöneticiler tarafından durdurulması en büyük temennim… 

 Tuğba YÜCEL
Psikolojik Danışman



» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «


Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 19

Hayrı giymemesi gerekir
% 75

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3127838
Toplam Çoğul Hit: 22273115
Kimler Online ?
20 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz