Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Okul Fobisi Ve Nedenleri
Okul fobisi, çocuğun okula gitmek isteksizliğidir. Çocuk iç dünyasında bazı sorunlar geliştirir, çeşitli bahaneler uydurarak okula gitmek istemez. Genel olarak olay birden bire gelişir. Çocuk normal bir şekilde okuluna devam ederken hiç beklenmeyen bir anda ortaya çıkabilir. Çocuk baş, diş, karın ağrılarını bahane ederek okula gitmek istemez. Bu rahatsızlar tamamen psikosomatiktir.
Ekleyen: Serdal GÜR | Okunma: 6900 | 28.02.2011

Okul fobisi, çocuğun okula gitmek isteksizliğidir. Çocuk iç dünyasında bazı sorunlar geliştirir, çeşitli bahaneler uydurarak okula gitmek istemez. Genel olarak olay birden bire gelişir. Çocuk normal bir şekilde okuluna devam ederken hiç beklenmeyen bir anda ortaya çıkabilir. Çocuk baş, diş, karın ağrılarını bahane ederek okula gitmek istemez. Bu rahatsızlar tamamen psikosomatiktir.

Ebeveynler çocuğun o gün okula gitmemesini onayladıkları andan itibaren ağrılar geçer. Fakat, ertesi gün okul saati yaklaştığında ağrılar genellikle tekrar başlar. Bu durumdaki çocukların eğitim ve öğretimi aksamakta ve ders başarısızlığı da beraberinde gelmektedir.

İlköğretim okulu öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalara göre her 100 çocuktan 7’si, lise öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda ise, her 100 öğrenciden 2’si okul fobisi yaşamaktadır.

Aynı araştırmanın bulgularına göre okul fobisi sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel bakımdan geri kalmış mahalle ve semtlerde daha çok yaşandığı saptanmıştır. Bunun sebebini şu şekilde açıklamak mümkündür; buradaki çocuklar yeterli anaokulu ve kreş eğitimi almamaktadırlar, sosyal çevreye fazla girmemektedirler. Dolayısıyle bu durumu yetersiz ve tutarsız aile eğitimi almalarına bağlanabiliriz.

Çocukların yaşadığı okul fobileri genellikle iki grupta incelenmektedir:

1. AKUT OKUL FOBİSİ

Daha çok sekiz yıllık ilköğretim dönemlerinde meydana gelen fobileri kapsamaktadır. Bir uzmana başvurulursa büyük bölümü bir kaç ay gibi kısa bir sürede geçmektedir. Yukarıdaki araştırmalarda söz edildiği gibi tüm okul fobilerinin % 7’si bu gruba girmektedir. Çocuk okula gitmek istemez fakat evde ödevlerini yapmak için gayret sarfeder.

2. KRONİK OKUL FOBİSİ

Bu fobi türü genellikle lise yıllarında görülür. Çocukluk yıllarındaki davranış problemlerinden kaynaklanmaktadır. Çocukluk döneminde yaşanan akut okul fobisinin katkısı olduğu söylenebilir. Yetişkin hiç bir şeyden zevk almaz. Hayat ona anlamsız gelir. Okulla ilgili korkularını çevreye geneller. Bu tür fobiler uzman psikoterapileriyle 6-12 ay süresinde iyileşebilmektedir. Kronik fobiler için zamanında önlem alınmazsa ders başarısızlığı yanında bireyin kişiliği ve hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir.

 

OKUL FOBİSİNİN NEDENLERİ

Okul fobisinin bir çok nedenleri vardır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz.

Sorumluluk ve Güven Duygusunun Eksikliği: Aileler çocuklarını kendilerine bağımlı olarak yetiştirirlerse; örneğin, yemeğini aileleri yedirir, elbiselerini onlar giydirirlerse çocukta sorumluluk alma ve güven duygusu gelişmez. Çocuk sosyal ortama girmekte güçlük çeker. Öğretmeninden ve diğer arkadaşlarından ailedeki ilgiyi bekler çoğu kez bulumuz, artık yalnızdır. Okul sorumluluklarını yapamayacağından şüphe etmeye başlar, başarısız olacağını düşünür ve okula gitmek istemez.

Öğretmen Tutumu: Yaptığımız araştırmalara göre, öğretmen tutumundan kaynaklanan okul fobisi vakası kreş ve anaokulu eğitimi görmemiş öğrencilerde görülme oranı % 86 dır(Eren 2002-2005). Genellikle bu öğrenciler okula başlayıncaya kadar sosyal ortamlarda fazla bulunmayan, içine kapanık, bağımlı yetiştirilmiş ve güven duygusu verilmemiş çocuklardır. Öğretmenin ses tonundan, küçük bir uyarıdan hatta öğretmenin sert bakışından bile etkilenebilmekte okula gelmek istememektedirler.

Kardeş Kıskançlığı: Çocuğun kendisinden küçük kardeşi varsa onu kıskanabilir. Kendisi okula gidince ebeveynlerinin kardeşini alıp dolaşmaya çıkacaklarını kendisini bundan mahrum bırakmamak için okula gitmek istemez.
ÖRNEK OLAY
Melike ilköğretim okulu 1. sınıfı öğrencisi. Okula başlayalı henüz iki hafta olmuştur. Bir sabah kahvaltı masasına oturduğunda çok isteksiz olduğu farkedildi. Kahvaltı yapmak istememektedir. Karın ağrısı olduğunu söylemektedir. Okul saati yaklaştıkça ağrıları daha da artmaktadır. Annesi doktora götürmeye karar verir. Melike o gün okula gitmeyecektir. Otobüse binip hastaneye ulaştıklarında hastane kapısından girerken Melike ağrılarının geçtiğini söylemektedir. Annesi yinede doktora göstermeye kararlıdır. Doktora çıkılır, fakat yapılan tetkikler sonucunda hiçbir bulguya rastlanamaz. Doktor birkaç ağrı kesici ilaç önerdikten sonra eve dönülür. Melike’ nin o gün hiç şikayeti yoktur. Akşam yine aynı saatte yatağa gider, hiçbir sorunu yoktur. Sabah kalktığında okul saati yaklaşınca tekrar ağrıları başlar, anne ağrısı olan çocuğunu okula göndermez, bir kaç saat sonra ağrılar tekrar kaybolur. Bu ağrılar haftalarca böyle sürer gider. Melike’ nin annesi çocuğunu okulun rehberlik servisine götürmeye karar verir. Okul rehberlik servisi uzmanının yaptığı incelemeler sonucunda olayın sebebi ortaya çıkmıştır: Melike’ nin iki küçük kardeşi vardır, o okuldayken annesi ve kardeşlerinin parka ya da alışverişe gideceklerini düşünerek hayali ağrılarının arkasına sığınarak okula gitmek istememektedir.


4- Arkadaşlarının Tutumu: Okula başlayan çocuk belki de hayatında ilk kez böyle büyük bir grubu girmiştir. Grup içinde sıkılgan davranma olasılığı oldukça yüksektir. Genellikle kolay iletişim kurabilen bir birey değildirler diğer arkadaşları onun davranışlarını kınayabilir. Çocuk adeta yıkılır ve bir daha bu gruba gitmek istemeyebilir. Çocuk bunun dışında üst sınıf öğrencilerin tehditleri, kavgaları ve verdiği rahatsızlıklar sebebiyle bahaneler uydurarak okula gelmek istemeyebilir. Şimdiki örnek olayımızda buna örnek olacak bir vaka verilmiştir:


ÖRNEK OLAY
Barış ilköğretim okulu 3. sınıfı öğrencisidir. Sınıfındaki diğer arkadaşlarına göre fiziki gelişimi biraz zayıftır. İçine kapanık bir öğrenci olmasına rağmen derslerinde başarılıdır. Bir sabah diş ağrılarını bahane ederek okula gitmek istememektedir. Aile bu rahatsızlığı hoşgörü ile karşılamıştır, birkaç saat sonrada Barışın ağrıları geçmiştir. Barış okulunu çok sevmektedir, öğleden sonra arkadaşlarını telefonla arayarak ödevlerini öğrenir ve onları hazırlar. Ertesi gün Barış okula gitmemek için yine bahaneler uydurmaktadır, başının ağrıdığını ileri sürmektedir. Barışın bu okuldan kaçışını sezen annesi onu okul rehberlik servisine götürür. Yapılan araştırmalardan sonra anlaşılır ki; Barışın beslenmesi ve harçlığı 4. sınıfta öğrenim gören iki öğrenci tarafından zorla alınmakta, öğretmene ve ailesine söylerse feci şekilde dayak yiyeceği tehdidi savrulmaktadır. Çocuk olayı kimseye söylememekte ve okula gitmemek için bahaneler uydurmaktadır.


5- Ailedeki Olumsuz Olaylar: Aile içinde çocuğunda içinde bulunduğu ortamın içinde tartışma ve kavga gibi olumsuz olaylar yaşanırsa, örneğin ailede şiddet varsa babası, annesini dövüyorsa çocuk bu durumda okula gitmek istemeyebilir. Çünkü onun yokluğunda kötü olayların olabileceğini, annesinin evi terkedebileceğini söyleyerek çeşitli bahaneler uydurarak okula gitmek istemez. Aile bireylerinden birisinin hasta olması , yangın,sel,deprem ya da hırsızlık gibi olumsuz bir olayın yaşanması sonucunda da çoçuk okula gitmek istemeyebilir.


ÖRNEK OLAY
Yasin 6. sınıfı öğrencisidir. Eğitim öğretim yılı başlayalı iki hafta olmasına rağmen sadece üç gün okula gelmiştir. Okul rehber öğretmeni aileye ulaştığında durum daha da karmaşıklaşır. Yasin’ in ailesi her gün çocuklarının okul formasını giyerek harçlığını da alarak okula gitmek için evden ayrıldığını söylemektedir. Okul rehber öğretmeninin Yasin’le görüşmesi sonucunda olayın düğümü çözümlenir: Yasin’ in babası sürekli alkol almakta, her gün çeşitli bahanelerle anneyi dövmektedir. Yasin’ in ifadesiyle baba, anneyi döverken nereye ,nasıl vurduğunu bile bilmemektedir. Yasin ise babasının günün herhangi bir saatinde eve gelerek annesini döveceği korkusu ile eve yakın yerlerde vakit geçirmekte okula gelmek istememektedir.

ÖNERİLER

*** Çocuk okulda iken onun haberi olmadan bir yerlere gitmediğinizi anlatın ve onu inandırın ve mecburi gitmeniz geren yerler hakkında önceden ona bilgi vererek rahatlamasını sağlayabilirsiniz
*** Kesinlikle sorunun kendiliğinden geçmesini beklemeyiniz. Geç kalmış olabilirsiniz. Sorun kronikleşirse çocuğun hayatı boyunca olumsuz etkileri sürecektir. Çocuk okuldan uzaklaştığı için dersleri aksayacak ve okul başarısızlığı oluşacaktır. Sonuçta çocuğunuz bundan olumsuz yönde etkilenecek ve mutsuz olacaktır.
*** Çocuklarınızı sevgi ortamı içinde kendine güvenen ve sorumluluk duygusunu kazanmış bireyler olarak yetiştiriniz.
*** Çocuğunuz okul fobisi yaşıyorsa mutlaka okul rehberlik servisine başvurarak yardım isteyin ve sorunun çözümü için birlikte çalışın.
*** Çocuğunuzun yanında aile içi kavga, çatışma ve sürtüşmelerden özenle kaçının.
*** 8 Yıllık mecburi eğitime başlamadan öncelikle çocuğunuzu mümkün olursa kreşe, kreş mümkün olmazsa mutlaka anaokuluna veya anasınıfına gönderiniz.
*** Çocuğunuzun yanında öğretmeni ve okulu hakkındaki olumsuz duygularınızı ifade etmeyin
*** Çocuğunuzda özgüven eksikliği varsa en kısa zamanda telafi edecek tedbirler alın. Çocuğunuzu boş zamanlarında kendini ifade edebileceği spor,müzik, tiyatro, bale, folklör gibi etkinliklere yöneltebilirsiniz.
*** Aile fertleriyle birlikte çeşitli sosyal etkinliklere giderek çocuğunuzu rahatlatabilirsiniz.
*** Sorunun sebebinin bir uzman tarafından araştırılmadan çocuğun okulunun ya da sınıfının değiştirilmesi çoğu zaman sorunu çözmediği gibi sorunun kronikleşmesine yardım eder.
*** Okul fobisi yaşayan çocukları yeniden okula kazandırabilmek için bir hafta süreyle kısa aralıklarda okulda kalmasına müsaade ederek onu okulla yeniden barıştırabilirsiniz.

KAYNAKLAR

Çocukların İçindeki Korkular. Gisela Preuschoff. Türkçesi: Özkan Schulze, Beyaz Yayınları,Ağustos 1998, İst. 1. Baskı
Çocuk Psikolojisi, Haluk Yavuzer, Remzi Kitabevi, 21. Baskı, Ekim 2001,İst.
Çocuğun ilk 6 Yılı, Haluk Yavuzer, Remzi Kitabevi, 13. Baskı,Şubat 2001 İst.

Psikolojik Danışman Rasim EREN’in Davranış Bozuklukları (2003) Yazısından alınmıştır.

BORNAVA RAM

« Önceki MakaleSonraki Makale »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 19

Hayrı giymemesi gerekir
% 73

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3150840
Toplam Çoğul Hit: 22504220
Kimler Online ?
11 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz