Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Billişsel Terapi
Bu yazının orijinal İngilizcesi www.mentalearth.com da bulunabilir. Yazı konunun uzmanı profesyonel bir psikolog tarafından yazılmıştır.
Ekleyen: SELEN | Okunma: 2868 | 02.01.2012
Bu yazının orijinal İngilizcesi www.mentalearth.com da bulunabilir. Yazı konunun uzmanı profesyonel bir psikolog tarafından yazılmıştır.
Çok etkili bir depresyonla başa çıkma yöntemi bilişsel yeniden yapılanmadır. Bu olay depresyon şeytanından gelen akıldışı düşünceleri saptamak ve yerine daha uygun düşünceleri koymaktır. Bu kesin şifa sağlayan bir yöntem değildir ama depresif olmadığımız veya hafif depresif olduğumuz dönemde şeytandan gelen darbeleri yumuşatır ve özellikle koruyucu etki yapar ve şeytanı uzak tutar. Ben tam remisyondayım yani keyifler maksimum düzeyde ve bu savaş taktikleri ile keyiflerimi maksimum düzeyde tutabiliyorum. Şeytan ile savaş taktiklerini bilmesem tekrar depresyon cehennemini boylarım. Bu savaş taktikleri herkes için aynı ölçüde etkili olmayabilir ama bazılarınız bu taktikleri kullanışlı bulabilir.
Bilişsel terapinin temel kuralına göre duygulanımlar (üzüntü, öfke, kaygı, vs) , zihnimizdeki soyut dünyaya fiziksel tepkilerdir. Başka bir deyişle, önünüzde bir durum veya olay vardır- daha sonra zihniniz bu durum veya olay ile ilgili bir yorum ve değerlendirme yapar- ve bu değerlendirme sonucu duygulanım (üzüntü, öfke, kaygı, vs) dediğimiz otonom bir fiziksel tepki ortaya çıkar. Yaptığımız değerlendirme ve yorum duygulanıma sebep olur. Depresif olduğumuz zaman şeytan yaptığımız yorumlar üzerinde çok fazla etkilidir. İşte burada hayatta kalma mücadelesi başlar.
Genellikle nasıl değerlendirme ve yorum yaptığımızın farkında olmayız. Değerlendirme ve yorumlarımız otomatikleşmiştir. İşte o zaman BÜYÜK bir hata olan duygulanımsal çıkarımlar yaparız. Yani "onu hissediyorum ve duygu olarak algılıyorum, o halde o doğru almak zorunda. Yani "ne hissediyorsam o doğrudur" deriz. Fakat bizi bu hisse veya duygulanıma götürenin yaptığımız değerlendirme ve yorum olduğunu farkedemeyiz. Duygularımız ve hislerimiz otonom olduğu için üzerinde direkt kontrolümüz yoktur ama yorum ve değerlendirmelerimizi kontrol edebiliriz. İşin sırrı geriye dönüp, hangi değerlendirme ve yorumlar ile duygulanımlarımıza sebep olduğumuzu bulmaktır. Şeytan ile savaştan sağ çıkmakta yapacağımız ilk adım geriye dönüp düşüncelerimizi analiz etmektir.

Şeytanın taktiklerini bilmek ve anlamak. İşte size depresyon şeytanının taktikleri:

Seçici algılatma: Şeytan bize, bir olayın vaya bir durumun olumsuz ayrıntılarını algılatır ve gözümüzde büyütür. Şeytan, durumun veya olayın olumlu yanlarını gömemize engel olur.
Kutupsal algılatma: Şeytan bize herşeyin siyah ya da beyaz veya iyi ya da kötü olduğunu düşündürür. Yani bir şey ya iyidir ya da kötüdür. Ya mükemmelsinizdir ya da çok başarısızsınızdır. İkisinin ortası yoktur.
Aşırı genelleme: Şeytan sadece tek bir olay üzerinde değerlendirme yaparken , aynı şeyin tekrar tekrar olacağına bizi ikna eder. Sadece tek bir olumsuz ilişki yaşayan birinin bundan sonra karşı cinsle ilişkiye girmekten korkması ve karşı cinsten nefret etmesi gibi.
Kadınlar kötüdür ya da erkekler kötüdür gibi aşırı genellemeleri şeytan bize düşündürür.
Felaket tellalığı: Şeytan sizi bir felaketin kaçınılmaz olduğuna ikna eder. Küçük bir problemde bile olabilecek en kötü olasılığı size düşündürür ve kesin olarak en kötü olasılığın gerçekleşeceğine dair sizi ikna eder ve size büyük kaygılar yaşatır. Halbuki en kötü olasılığın olma şansı çok düşüktür.
Kişiselleştirme: Şeytan sizi başkalarının her söylediğinin size karşı bir tepki olduğuna ikna eder. Başkalarının her söylediğinden alınmanızı gücenmenizi sağlar. Şeytan sürekli olarak sizi çevrenizdekiler ile mukayese eder ve sizi, çevrenizdekilerin sizden daha akıllı, daha güzel, daha başarılı olduklarına ikna eder ve kendinizi kötü hissetmenizi sağlar.
Kontrol yanılsaması: Şeytan tüm hayatınızı kontrol ettiği için kendinizi umutsuz, yardıma muhtaç ama yardım göremeyen bir kader kurbanı olarak görürsünüz. Ayrıca şeytan, çevrenizdeki herkesin acıları mutluluklarından sizin sorumlu olduğunuza sizi ikna eder.
Doğruluk yanılsaması: Şeytan çevrenizdekilerin sizinle aynı fikirde olmamasından dolayı gücenmenizi ve kırılmanızı sağlar. Sanki çevrenizdekiler sizinle aynı fikirde olmak zorundaymış gibi.
Suçlama: Şeytanın etkisi ile yaşadığınız problemler sonucu çektiğiniz acılardan ya kendinizi ya da başkalarını suçlarsınız. Şeytan size sürekli suçlayacak birini aratır ve kendinizi kötü hissetmenizi sağlar.
Zorunluluklar ve kurallar: Şeytan size bir sürü zorunluluklar ve kurallar listeler. Bu listede sizin ve başkalarının nasıl davranmak
ve düşünmek zorunda olduğu yazılmıştır. Başkaları bu kuralları ihlal ederse, gücenir ve kırılırsınız, siz bu kuralları ihlal ederseniz
suçluluk duyarsınız.
Duygusal çıkarımlama: Şeytan ne hissediyorsanız onun doğru olduğuna sizi ikna eder. Eğer kendinizi değersiz hissediyorsanız, değersiz olduğunuzu düşünürsünüz.
Değiştirme yanılsaması: Şeytan, eğer başkalarını yeteri kadar etkiler ve zorlarsanız onları sizin düşüncenize uygun bir şekilde
değiştirebileceğinize sizi ikna eder. Başkalarını değiştirme ihtiyacı duymanız mutluluğunuzun tamamiyle başkalarının davranış biçimine bağlı olduğu inancıdır. Buna da sizi şeytan ikna etmiştir. Şeytan, başkalarını oldukları gibi kabul etmenize engel olur.
Global etiketleme: Şeytan bir ya da iki özelliğe göre olumsuz bir global değerlendirme yapar. Örneğin şeytan size şunu
düşündürebilir: "matematikte başarısız olduğuma göre ben bir salağım" Böyle düşündürerek sizin kendinizi kötü hissetmenizi sağlar. Zaten şeytanın tek amacı size kendinizi kötü hissettirmektir.
Fedakarlık seferberliği: Şeytan, yaptığınız özveriler ve fedakarlıklar için karşılık beklemenizi sağlar. Sanki birisi sizin yaptıklarınızın skorunun tutmaktadır ve iyi skor yapmak için çabalarsınız ama ödül bir türlü gelmez çünkü aslında siz şeytanın tuzağına düşmüşsünüzdür.

Sonraki Psiko Sanat »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 18

Hayrı giymemesi gerekir
% 75

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3111865
Toplam Çoğul Hit: 22061669
Kimler Online ?
34 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz