"Ölü Ozanlar Derneği", hakikaten devrimci bir bakış açısına sahip olan kitap/filmlerden birisi. Gerek anlatımı, gerekse de başroldeki Robin Williams'tan genç oyunculara dek, herkesin üst düzey performans göstermesi filme lezzet katıyor. Filmde yer yer gerçeküstü göndermeler ve arkadaşlar arası dayanışmayı çok etkili bir şekilde dışavuran sahneler mevcut... 1950’lerin Welton Akademisi ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan ancak gerikafalılığın iktidarda olduğu bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir... Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar. Elbette Keating’in yaklaşımının okul yönetimi tarafından farkedilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler. 1989’da dört dalda Oscar’a aday olan Ölü Ozanlar Derneği, Tom Schulman’a En İyi Senaryo ödülünü getirmişti. Williams'ın da, ilerici öğretmen rolüyle destan yazdığını ve kariyerinin en iyi oyunlarından birini çıkardığını da söylemek mümkündür...