Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Bebeğin Kişisel Ve Sosyal Gelişimi
Bebek doğduktan sonra ilk ilişkisini büyük bir olasılıkla annesi ile kurar. Anne onu kucağına alır, emzirir veya besler, onunla konuşur, gülümser, altını temizler. Bu ilişkiler hem bebek hem de annede bağlanma duygusunu geliştirir. Bebeklikte kurulan sağlam bir bağlanma ilişkisi, çocuğun kişilik ve sosyal gelişiminde çok önemli bir adımdır.
Ekleyen: Serdal GÜR | Okunma: 4208 | 27.02.2011

Bebek doğduktan sonra ilk ilişkisini büyük bir olasılıkla annesi ile kurar. Anne onu kucağına alır, emzirir veya besler, onunla konuşur, gülümser, altını temizler. Bu ilişkiler hem bebek hem de annede bağlanma duygusunu geliştirir. Bebeklikte kurulan sağlam bir bağlanma ilişkisi, çocuğun kişilik ve sosyal gelişiminde çok önemli bir adımdır.

Eğer bebek herhangi bir gelişim geriliği ile doğmuşsa (Örneğin erken doğum, down sendromu v.b.) ve hastanede uzun süre tedavisi gerekiyorsa, bu bağlanma ilişkisinin kurulması gecikebilir. Bu da çocuğun tüm gelişimine damgasını vurur. İlk dönemdeki yakın ilişkinin önemini ortaya koyan çalışmalar ışığında artık anne de bu tedavi ortamına alınmakta, bebeğine bakım ve ilgi vermesi konusunda desteklenmektedir.
KİŞİSEL VE SOSYAL GELİŞİM
Kişisel beceriler, beslenme, giyinme ve kişisel sağlık bilgisi alanlarında kendimize bakmamıza olanak veren şeylerdir.
Sosyal beceriler, iletişim ve etkileşimi içerir.
Bu alanda da en temel olarak oyunu alabiliriz.
Bu beceri gruplarını beş ana başlık altında toplayabiliriz.
1- Sosyalleşme ve Oyun
2- Yeme ve İçme
3- Giyinme
4- Tuvalet
5- Yıkanma ve Çekidüzen verme
1- SOSYALLEŞME VE OYUN
Bu alanda çocuğun diğerleriyle ilişkileri ve çocuğun oyun yeteneğine bağlı beceriler sunulmuştur. Bu iki beceri alanı birbiriyle çok yakından ilişkilidir. Bir çocuk diğeriyle oynarken hem oyun hem de sosyal becerilerini kullanır. Ayrıca bu beceri alanına giren etkinlikler kaba motor, ince motor ve dil becerilerini de kapsar. Bu yapay ayrımdaki amaç, çocuğun klasik dönüm noktalarının ve becerilerinin seçimini sunmak, çocuğumuzu değerlendirmede ve hangi alanlarda nasıl geliştirebileceğimize yardımcı olmaktır.
OYUN
Çocuğun oyun becerisini nasıl geliştirebiliriz ?
Oyuncaklarını koyabileceği bir köşesi olmalıdır. Oyundan sonra toplamayı bir kural olarak bellemelidir. Çocuk oynarken üstünün kirleneceği endişesinden uzak olmalı, oyuna uygun giysiler giymelidir.
Zihinsel olarak özürlü bir çocuk, yaşına değil zihinsel düzeyine uygun oyunlar oynar. Örneğin 12 yaşında bebekle oynamak gibi. Bazı yetenek gerektiren oyunları geç öğreneceklerini bilmek gerekir. Bu çocukları oyun oynamaya teşvik etmelidir.
Sadece yatıyor pozisyonunda olan bir çocuğa da oyun öğretmelidir. Onun bedenine dokunmalı, kol ve bacaklarını hareket ettirerek, başını kaldırarak, kısa aralıklarla oturmasına destek olarak oynamasına yardımcı olunmalıdır. Görebileceği alanlara bol-zengin oyun materyalleri asılmalı, mümkünse kendisini bir aynadan izleyebilmesine olanak vermelidir. Sesli oyuncaklardan, ritm duygusunu güçlendirecek müzik gibi etkinliklerden yararlanmalıdır.
Evdeki kardeşler, büyük anne-baba çocuğun oyununa mutlaka katılmalıdır. Bu kişiler çocuk için çok değerlidir.
İnce ve kaba motor becerilerin gelişmesi için kullanılan pek çok materyal aynı zamanda birer uyum aracıdır. Bloklar, mandallar, top, ip, bez bebekler ve hayvanlar, kendi kendilerine çalabilecekleri müzik aletleri ya da yerine geçebilecek materyaller (Örneğin çocuk plastik ya da metal bir kaba kaşıkla sopayla vurarak son derece zevkli vakit geçirebilir).
Oyuncakların tümü aynı anda çocuğa sunulmamalıdır. Fazla materyal çocuğu sadece şaşırtır. Gelişim aşamasına en uyan oyuncaklar ve değişik zamanlarda, değişik oyuncaklardan yararlanarak ilgiyi sıcak tutmalıdır.
Yürümeye başlayan bir çocuğun oyun dünyası daha zengindir. Oyun bahçesinde çeşitli oyun araç ve gereçlerinden yararlanabilir (Kaydırak, salıncak, tırmanma merdiveni vb), ip atlayabilir, bisiklete binebilir. En önemlisi de kum havuzlarıdır. Zihinsel özürlü bir çocuğun dünyasında kum havuzları oyunları çok önemli bir yer tutar. Ayakkabılarını ve mümkünse bütün giysilerini çıkarmış olarak, üstüne kum dökerek oynanan oyun, onun dokunma duygusunun gelişmesine büyük katkı sağlar. Çocuğu sakinleştirir, hayal dünyasını zenginleştirir. Bu kadar önemli bir diğer oyun gereci de sudur. Eğer çocuğun olanağı varsa hergün erişkin gözetiminde yüzmesi çok faydalı olacaktır. Burada amaç yüzmekten çok, su ile oynamak, suda hareket etmektir. Bebeklikten itibaren hergün banyoda su oyunları oynanmalı, çocuğa özellikle evde su ile oynaması için olanaklar hazırlanmalıdır. Örneğin, yazın balkona konabilecek genişçe bir leğen ve içine konacak oyuncaklarla, çocuk oldukça neşeli zaman geçirebilir.
Su çocuğun sakinleşmesine ve dokunma duygusunun gelişmesine büyük katkı sağlar. Su ile oynayan çocuk söylenenleri daha iyi anlar. Daha uyumlu hale gelir.
Su ile birlikte sabun oyunları da oynanabilir. Sabun köpükleri üflenerek dil kaslarının gelişmesi de sağlanmış olur. Ayrıca balonlar ve üflenerek kullanılabilecek aletler de önemlidir.
Fantazi oyunları çocuğun dünyasında önemli bir yere sahiptir. Askercilik, evcilik vb. Oyunlar çocuğun hayal dünyasını geliştirir ve sosyalleşmesinde çok büyük katkı sağlar. Bu tür oyunlarla büyükleri taklit ederler ve büyümeye hazırlanırlar.
Zihinsel özürlü çocuklar akranlarıyla oynamaya akranlarından normal çocuklardan daha geç geç başlaralar; hatta bazen bunu çok az başarırlar. Mümkün olduğu kadar diğer çocuklarla kaynaştırıcı oyunlara yöneltilmeli, büyüğün yönetiminde katılımları sağlanmalıdır. Yine kil, çamur ve hamur oyunlarının bu çocukların dünyasında çok önemli yeri vardır. Hem yaratıcı yönleri gelişir, hem de sakinleşirler. Kas gelişimine de büyük katkıları vardır.
Çocuğun vurarak oynayabileceği oyunları olmalıdır. Örneğin oyuncak çekiç, boks eldiveni gibi.Çocuğa yırtabileceği kağıtlar kesebileceği kağıtlar verilmelidir.
Bol resim malzemesi olmalı ve çocuğa rehberlik ederek, yönelterek, bu oyunlardan yararlanmalıdır.
Grupla birlikte müzik etkinliklerine katılmak, hikayeler anlatmak da çocuğun oyun dünyasına girer.
Oyuncaklar dayanıklı olmalıdır. Pahalı oyuncaklar seçmeye gerek yoktur. Çevremizdeki her türlü malzeme çocuk için değerli bir oyuncak haline getirilebilir. Her türlü karton kutular, boş şişeler, kavanozlar (açıp kapama), annenin eski bir çantası ya da kullanmadığı makyaj malzemesi fantazi oyunlarında önemli olacaktır.
2- YEME İÇME
Zamanı geldiğinde eline biberonunu, bardağını, kaşığını vermekten çekinmemelidir. Uzun bir önlük, uygun bir oturma pozisyonu ya da yerde oturuluyorsa yere serilecek bir yaygı ile çocuğun etrafı kirletme endişesinden kurtulunabilir.
Çocuğa önce çiğnemeyi öğretmek gerekir. Önce püreli yiyeceklerle başlanır. Eline bisküvi türü şeyler verilmelidir. Yemeğini başkaları ile birlikte yemeli, yemek yeme kurallarını gözlemelidir.
3- GİYİNME
Çocuk 1 yaş civarlarında önce çorap ve şapka gibi bazı giysilerini çıkarmayı öğrenir. 2 yaş civarında pantolon ve iç çamaşırını da çıkarabilir. 2 – 3 yaş civarlarında birtakım giyeceklerini giyebilir. 3 – 4 yaş civarlarında bu yeteneklerini geliştirdiği gibi fermuar açıp kapatabilir.
4- TUVALET EĞİTİMİ
Normal gelişen çocuk 12.ayda büyük, 18. ay dolaylarında da küçük tuvaletini söylemeye başlar. Bir kısmı ergenlik dönemine değin geceleri, bazen gündüzleri de altını ıslatmayı sürdürebilir.
Çocukta tuvalet eğitiminde sabırlı olmak gerekir.
1- Çocuğun hangi saatlerde kirlettiği çok iyi gözlenmeli ve hem o saatlerde hem de yemeklerden sonra tuvalete oturtulmalıdır.
2- Çocuk tuvalete rahatlıkla ulaşabilmelidir. Çocuğa tuvalete gitmesi için direktifler verilmelidir.
3- Giysilerini nasıl indirip kaldıracağı öğretilmelidir. Kolay giyip çıkarabileceği türden olmalıdır.
4- Tuvalette gösterdiği her başarıdan sonra ödüllendirilmelidir.
5- Çocuğa nasıl temizleneceği öğretilmeli, elleri her tuvalet sonrası yıkatılmalıdır.
6- Gece kazalarını önlemek için 1 veya 2 kez tuvalete kaldırılmalıdır.
Tuvalet ve temizlik eğitimi neşeli bir oyuna dönüştürülerek verilmelidir. Her yaptığı işlem hakkında mutlaka konuşulmalıdır. Örneğin “Şimdi ellerimizi ıslatalım, şimdi sabunlayalım, şimdi de havluya kurulayalım” gibi.

« Önceki MakaleSonraki Makale »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 19

Hayrı giymemesi gerekir
% 75

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3127221
Toplam Çoğul Hit: 22267518
Kimler Online ?
13 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz