Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
İÇ GÖÇLERİN ÇOCUK SUÇLULUĞUNA ETKİSİ
1991-1993 yılları arasında, İzmir Çocuk Mahkemesi' nde davaları sonuçlanan 3327 çocuğun karar kartonları incelenerek nüfusa kayıtlı oldukları ya da doğdukları iller incelendi. Olguların % 35.5' i İzmir nüfusuna kayıtlıydı. Özellikle iç göçlerin çocuk suçluluğunda rol oynayan etkenlerden biri olduğu kanaatine varıldı.
Ekleyen: Serdal GÜR | Okunma: 7557 | 23.02.2011

İ. Hamit HANCI* Ekin Ö.AKTAŞ* Eren AKÇİÇEK**
*) Ege Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp A.B.D. İZMİR
**) Ege Üniv. Tıp Fak. Gastroenteroloji A.B.D. İZMİR
(Hancı İH,Aktaş EÖ, Akçiçek E. İç göçlerin çocuk suçluluğuna etkisi. IV. Karadeniz Tıp Günleri (31 Mayıs-3 Haziran 1995 Trabzon)'nde sunulmuştur.Eğitim Dergisi,Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, 1, 173-183, 1996.)

ÖZET
1991-1993 yılları arasında, İzmir Çocuk Mahkemesi' nde davaları sonuçlanan 3327 çocuğun karar kartonları incelenerek nüfusa kayıtlı oldukları ya da doğdukları iller incelendi.
Olguların % 35.5' i İzmir nüfusuna kayıtlıydı. Özellikle iç göçlerin çocuk suçluluğunda rol oynayan etkenlerden biri olduğu kanaatine varıldı.
GİRİŞ
Çocuk suçluluğunun oluşumunda ailenin , sosyoekonomik ve kültürel yapının , yakın çevre koşullarının , yöresel gelenek ve göreneklerin etkisi büyüktür (1-15). Ekonomik , sosyal veya siyasal nedenlerle bireylerin yerdeğiştirmesine "göç" denir. Göçler geçici yada daimi olmaktadır. Aynı ülkenin bir bölgesinden diğer bölgesine yapılan göçlere "iç göç" denilmektedir (16).
Endüstri gelişmesi yüksek düzeye ulaşmış ülkelerde nüfusun büyük oranı sık sık yer değiştirmekte.Yer değiştirmeler aileler , özellikle küçük çocuklar ve yaşlı kimseler için çoklukla baskı nedeni olmakta, çoğu zaman yeni bir çevreye uymakta ve yeni dostlar edinmekte zorluk çekmektedirler(17).
İç göçler beraberinde bazı sosyal sorunlara neden olmaktadıır. Bu süreç içinde artan gecekondulaşma, kentsel hizmetlerin aksaması ,işsizlik , göçedenlerin topluma uyumsuzluğu , şehir kültürüne yabancılık ve kültürlerarası çatışma gibi sorunlar yaşanmaktadır (2,15-27). Günümüze kadar uygulanan kalkınma politikalarının bir sonucu olarak, ayrıca bazı bölgelerin coğrafi özellikleri ,tarım potansiyeli , ulaşım olanakları ve sosyoekonomik değişimleri nedeniyle bu bölgelerde sanayileşme artmış , hızlı bir kentleşme süreci doğmuş ; halen geleneksel ve feodal üretim ilişkileri içinde olan bazı bölgelerde ise kentleşme son derece yavaş ilerlemiştir(24). Kentleşme sürecinde 1985 te en düşük payın sırayla Güneydoğu Anadolu , Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin aldığı saptanmıştır. Türkiyede iç göçlere katılım bu bölgelerde büyük boyutlardadır. (19, 20, 24, 28 ).
1950'li yıllardan itibaren sonra hızlı nüfus artışı , tarımda makinalaşma , toprak dağılımının düzensizliği ve şehirlerde iş imkanlarının artışı şehre göçü arttırmıştır. Esasında toprağa ve doğum yerine bağlı muhafazakar köylünün yerinden göçüşü , bulunduğu yerdeki imkan sınırlılığı karşısında şehirlerin gittikçe daha cazip bir görünüş kazanması nedeniyledir. Şehirlerde iş imkanı göreli olarak daha fazladır Şehre göçte daha konforlu hayat sağlama , şehirlerin eğlence merkezi olması gibi faktörlerde etkili olmasına karşın ana etken ekonomik sorunlardır. (5 , 15 , 18, 20 , 21, 23, 24). Son yıllarda ardarda gelen göçük, heyelan , deprem gibi doğal afetler (22) ve Güneydoğu sorunu da (12 , 29) köyden kente göçü arttırmıştır. Endüstrileşmenin şehirleşmeye oranla ağır temposu , şehirlere akan iş gücünü işletmelerin emmesini engellemektedir. Bu nedenle şehre göç edenler , belli bir ihtisasa dayanan endüstri alanından ziyade geçici , ihtisas istemeyen hizmetlerde istihdam olmakta, marjinal sektör denilen seyyar satıcılık , ayakkabı boyacılığı ve kapıcılık faaliyetleri gibi prodüktiv olmayan işlerle uğraşmaktadırlar. Bu durum ayrıca açık işsizliğe ve kırsal kesimden kentlere gelen genç becerikli atılgan unsurların yerinde kullanılamaması sonucu "sosyal erozyon"a neden olmaktadır. Endüstrileşmeye dayalı sağlıklı şehirleşmede planlı bir şehir gelişimi olurken ,kırsal alanda endüstrileşmenin gerekli büyümeyi gösteremediği ülkelerde ise ihtiyacı aşan bir yükseklikte ve dağınık , düzensiz kentleşme olmaktadır Ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısı bu göçü kaldıramadığı için Türkiye'nin şehirleşmesine "aşırı şehirleşme", "çarpık şehirleşme" gibi isimler verilmektedir. (5, 16, 18, 20-24, 30).
İzmir kentinde işsizlik yüksek olmasına karşın Türkiye ortalamasının altındadır. En çok net göç alan iller arasında olan İzmir'in nüfus artış hızı hemen hemen göç oranı kadardır. İzmir nüfusu her yıl 800.000 kişi artmaktadır(18).
Hızlı değişme süreci yaşayan toplumumuzda , suç probleminin bilimsel açıdan incelenmesi ve suça neden olan faktörlerin belirlenmesi , en azından ilgili kurumlar tarafından gerekli önlemlerin alınmasını kolaylaştırarak suçun batı toplumlarındaki boyutlara ulaşmasını büyük ölçüde engelleyebilir (31)
GEREÇ ve YÖNTEM
1991-1993 yılları arasında İzmir Çocuk Mahkemesinde davaları sonuçlanan 3327 olgunun karar kartonları incelenerek bunların doğdukları ya da nüfusa kayıtlı oldukları illerle , bu illerden göç edenlerin daha çok hangi semtlerde oturdukları belirlenmiştir. Ayrıca Türkiye'deki illerden İzmir Büyükşehir sınırları içine göçedenlerin nüfusa oranları C.Sevgi'nin çalışmasından(24) belirlenerek , suçlu çocukların bu illere dağılım oranları ile karşılaştırılmıştır.
BULGULAR
3327 olgunun %53.1'i kırsal kökenlidir(Tablo-1). Suç işlediği iddia edilen çocukların %35.5 'i (1183 olgu) İzmir nüfusuna kayıtlıdır.Bunu sırasıyla Mardin , Erzurum , Kars , Ağrı, Manisa ve Diyarbakır illeri izlemektedir(Tablo-2). Olguların %43.2 si(1436 olgu) Ege bölgesindendir.Bunu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri takip etmektedir. Ancak İzmir değerlendirme dışı tutulduğunda Ege Bölgesi 3. sıraya düşmektedir.(Tablo-3)
Tablo-1 Tüm olguların kökenleri
• n %
• Kırsal 1761 53.1
• Kasaba 729 21.9
• Kent 800 24.2
• Yurt dışı 19 0.6
• Nüfusa Kayıtsız 5 0.1
• Bilinmeyen 13 0.2
Tablo-2 Suç işleyen çocukların doğdukları ya da nüfusa kayıtlı oldukları iller
İli Olgu sayısı Oran İzmir nüfusuna kayıtlılar , nüfusa kayıtsızlar ve
bilinmeyenler hariç tutulduğunda kalan 2126 olguya göre oran
n %
***** ********* ******** *************************************
• 1-İzmir 1183 35.5 ---
• 2-Mardin 312 9.4 14.7
• 3-Erzurum 185 5.6 8.7
• 4-Kars 162 4.9 7.6
• 5-Ağrı 143 4.3 6.7
• 6-Manisa 130 3.9 6.1
• 7-Diyarbakır 114 3.4 5.4
• 8-Muş 98 2.9 4.6
• 9-Konya 66 2.0 3.1
• 10-Aydın 51 1.5 2.4
• 11-Yurtdışı 19 0.6 0.9
• 12-Diğer 864 26.0 40.6
• Toplam 3327

• Tablo-3 Olguların bölgelere dağılımı
• Bölge Olgu sayısı % Nüfus kayıtsızlar , kaydı bilinmeyenler ve İzmir
• kayıtlılar hariç tutulduğunda(2126 olgu) %
• ****** *********** ***** *************************************
• 1-Ege 1436 43.2 11.9 (253 olgu)
• 2-Doğu Anadolu 736 22.1 34.6
• 3-G.Doğu Anadolu 549 16.5 25.8
• 4-İç Anadolu 242 7.3 11.4
• 5-Karadeniz 154 4.6 7.2
• 6-Marmara 119 3.6 5.6
• 7-Akdeniz 63 1.9 3.0
• 8-Yurtdışı 10 0.3 0.5
• 9-Nüfusa kayıtsız 5 0.1 **
• 10-Bilinmeyen 13 0.4 **
• Toplam 3327

İzmir nüfusuna kayıtlı olanların 707 si(%59.8) , göç olayını kendisi ya da ailesi yaşamış olan 2144 olgunun 1582 si (%73.8) hırsızlık suçlarını işlemişlerdir. Yaralama (Darp) oranı İzmir nüfusuna kayıtlı olanlarda %11.1 (131 olgu) , göç edenlerde %10.6 (228 olgu)dır.
Çocukların kökenleri ile hırsızlık oranlarının karşılaştırılması Tablo-4 te yapılmıştır.
Tablo-4 Olguların suç oranlarının karşılaştırılması

Hırsızlık M.Fiil Cinayet Cinsel Suçlar
Köken n % n % n % n %
Köy 1224 53.5 194 54.2 15 68.2 67 47.9
Kasaba 486 21.2 81 22.6 4 18.2 38 27.1
Kent 566 29.7 79 22.1 3 13.6 34 24.3

Köy kökenlilerin %59.6 sı (1053 olgu) ,kasaba kökenlilerin %55.3'ü (404 olgu) , kent kökenlilerin %52.6 sı(425 olgu) gruplar halinde suç işlemişlerdir. Anlamlı bir fark yoktur..
Suç işlediği iddia edilen 143 kızın %44.0 ü(63 kız) İzmir nüfusuna kayıtlıdır.
İzmir nüfusuna kayıtlı olanların 410 u ilçelerde oturmakta (%34.6), 7 si(0.6) bimekandır. , 10 u hakkında bilgi alınamamıştır(%0.8). Bunlar dışında kalan 756 olgu(%63.9) Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki semtlerde oturmaktadır.
Mardin nüfusuna kayıtlı olanların %2.6 sı(8 olgu) ilçelerde oturmakta , %2.6 sı(8 olgu) bimekandır. 12 olgu (%3.8) il dışı , 2 olgu belirsizdir. Bunlar dışında kalan kalan ve şehirde oturan 282 olgunun %44.3 ü (125 olgu) Kadifekale-Eşrefpaşa ,%17.4 ü(49 olgu) G.Pala-Şemikler şehir bölgelerinde oturmaktadır.
Erzurum nüfusuna kayıtlı olanların %10.8 i ilçelerde (20 olgu) yaşamaktadır. . Büyük şehirdeki semtlerde oturan 154 olgunun %37.7 si (58 olgu) G.pala , %15.9 u (24 olgu) Çiğli , %14.9 u (23 olgu) Bayraklı şehir bölgelerinde oturmaktadır.
Kars nüfusuna kayıtlı olanların %10.5 i ilçelerde yaşamaktadır.Büyük şehirdeki semtlerde oturan 138 olgunun %15.9 u G.pala-Şemikler %15.2 si (21 olgu) Bornovaşehir bölgelerinde oturmaktadır.
Ağrı nüfusuna bağlı olanların %10.5 (15 olgu) ilçelerde yaşamaktadır. Büyük şehirdeki semtlerde oturan 114 olgunun %22.8'i (26 olgu) Bornova , %15.8'i (18 olgu) Gümüşpala-Şemikler şehir bölgelerinde oturmaktadırlar.
İzmir Nüfusuna kayılı olanların sadece %22.7 si (269 olgu) kent kökenlidir.
1985 genel nüfus sayımında kent nüfusunun %46,9 gibi yarıya yakın bir çoğunluğunu İzmir ili doğumlular oluşturmaktadır. Kent nüfusu içinde (Büyükşehir belediye sınırları içinde) İzmire özellikle çevre iller ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan göç vardır. İzmire yakın konumlu Manisa ili doğumlular %5,1 paya sahiptir(24). Tablo-4 'te kente çeşitli illerden göçedenlerin oranları ile suçlu çocukların bu illere göre dağılımı verilmiştir. Özellikle şehir nüfusu içinde nüfus oranları yüksek olan iller ile çocuk suçluluğu oranları yüksek olan iller ele alınmıştır. Suçlu çocukların oranları , nüfus oranlarıyla uyumlu olsun diye ilçelerde , il dışında ya da hapishanede kalan çocuklar hariç tutulup büyükşehir belediye sınırları içinde semtlerde yaşayan 2466 ve evsiz olan 65 toplam 2531 olguya göre verilmiştir.

Tablo-4 Türkiyedeki illerden göç edenlerin şehir nüfusu içindeki dağılımları ile suç işleyen çocukların bu illere göre dağılımı (Oranlar Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde oturan nüfus ve burada suç işleyen çocuklara göre verilmiştir)

Doğum yeri Nüfus Katılım oranı % n(Suç oranı%) * Doğum yeri Nüfus Katılım oranı % n(Suç oranı%)
• İzmir 46,9 763(30.1) Denizli 1.67 10(0.4)
• Manisa 5,13 109(4.3) Kars 1.62 138(5.5)
• Konya 3,29 59(2.3) Muğla 1,41 19(0.8)
• Aydın 2,80 427(1,6) Ankara 1,38 13(0.5)
• Mardin 1,80 289 (11.4) Uşak 1,02 55(2,2)
• Afyon 1,79 46(1,8) Yurt dışı 6.6 7(0.3)
• Balıkesir 1,78 21(0,8) Ağrı 0.5'in altı 119(4.7)
• Erzurum 1,73 156(6.2) Diyarbakır 0.5'in altı 85(3.4)
• İstanbul 1,71 17 (0.7) Muş 0.5'in altı 63(2.5)

TARTIŞMA
İzmirde göç 1960 lara kadar çok yavaş gitmiştir. Başlangıçta İç Anadolu Bölgesinden küçük çapta ticaret yapan Konyalı lar , Kalifiye işçilerden kayserililer; Doğu Anadolu Bölgesinden inşaat işçisiKarslılar , Güneydoğu Anadolu Bölgesinden tarım sektöründe iş bulabilen Mardinliler le başlamıştır.İzmir'e 1960-1965 e kadar Ege bölgesiyle(Manisa , Aydın , Uşak , Afyon dan) , İç Anadolu'dan Konya ve Doğu Anadolu bölgesinden Erzurum' dan göç olurken ; 1965 ten sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesi illeri artış göstermiştir. Karadeniz Bölgesinden göç son derece azdır. Bu bölgeden göçler daha çok İstanbul'a olmaktadır(24).
Araştırmamızda suç işlediği iddia edilen olguların %35.5'inin İzmir nüfusuna kayıtlı oldukları görülmüştür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi' nden Mardin % 9.4 ile ikinci sırayı; Doğu Anadolu Bölgesi' nden Erzurum % 5.6 ile 3. , Kars % 4.9 ile 4. , Ağrı % 4.3 ile 5. sırayı almaktadır. İzmir'e yakın konumlu komşu bir il olan Manisa %3.9 ile 6. sıradadır. 1988-1990 yılları arasında İzmir'de yapılan benzer çalışmada (15 ) ilk 10 sırayı alan illerin ufak tefek sıralama farklılıklarıyla aynı iller olduğu, Mardin'in %8.3 ile birinci sırayı aldığı belirlenmiştir.
Suç işleyen iddia edilen çocukları Türkiye'deki bölgelere göre sınıflandırdığımızda Ege Bölgesinin %43.2 ile ilk sırayı aldığı , bunu %22.1 ile Doğu Anadolu , %16.5 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesinin aldığı görülmektedir. Ancak İzmir değerlendirme dışı tutulduğunda Ege Bölgesinin 3. sıraya düştüğü belirlenmiştir. 1988-1990 yılları arasında yapılan benzer çalışmalarda da(15) Ege Bölgesinin %47.4 ile ilk sırayı aldığı , Doğu Anadolu Bölgesinin %17.5 ile 2. , Güneydoğu Anadolu Bölgesinin %13.7 ile 3. sırada bulunduğu saptanmıştır. Doğu(Artış oranı %20.8) ve Güneydoğu Anadolu (Artış oranı %17.0) bölgelerinin oranları bir miktar artarken , Ege bölgesinin oranlarında bir miktar düşme belirlenmiştir (Azalma oranı %8.4).
Suç işlediği iddia edilen çocuklardan İzmir nüfusuna kayıtlı olanların %22.7 sinin (269 olgu) kent, %63.9'unun köy ve kasaba kökenli olması ve İzmir nüfusuna kayıtlı olanların sadece %34.6 sının çevre ilçe ve köylerde oturması İzmire çevre ilçe ve köylerden de göç olduğunu göstermektedir.
İzmir'e göçedenlerin %53,92 si köy , %23,31 i ilçe , %16,53 ü il merkezlerinden gelmiştir (24). Suç işlediği iddia edilen çocukların köy kökenli olanları %53.1 , ilçe kökenli olanları %21.9 , kent kökenli olanları ise %24.2 dir. Arada belirgin bir fark yoktur. Diğer suçlarda çocukların köy , kasaba ve kent kökenine göre benzer sonuçlar elde edilirken , cinayet suçunda köy kökenli çocuklarda belirgin bir artış gözlenmiştir(Tablo-4).
Şehirleşme yalnız nüfusun büyük yerleşim birimlerinde toplanması değildir. Aynı zamanda insanların şehir kültürünün benimsemesi olarak ele alınmaktadır. Urbanizasyon(Şehirleşme) bir yerleşim bölgesindeki toplumsal yapının değişimi , yeni özellikler kazanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Şehirleşme bir bakıma bir değişim sürecidir(20, 21, 30, 32). Planlı olması gereken şehirler gelişigüzel yerleşmiş, göçler sonucu şehirler, ne şehir ne de köy olmuştur(21, 32-34). Şehirleşme patlaması sağlık, ulaşım ,altyapının yanısıra adli hizmetlerde de yetersizliğe yol açmaktadır. Adli hizmet yetersizliği , önleyici zabıta himetinden suçluların takibi, yakalanması, yargılanması fonksiyonunun gerçekleştirilmesine kadar gitmektedir (20, 30, 35). Göçlerin suç potansiyelini arttırdığı söylenmektedir (5, 15, 20, 22, 36-40). Şehirleşmeyle cebir şiddet suçları azalırken sosyal kontrol mekanizmasının azalması ve şehirlerdeki yaşam güçlükleri ve işsizlik nedeniyle mala yönelik suçlar artmaktadır (10, 12, 22, 35, 38, 39, 41-44). Mala yönelik suçlar göçedenler arasında daha yüksek oranlarda görülmektedir(5, 15, 36, 38, 39).
Çalışmamızda, suç işlediği iddia edilen çocuklardan göçedenler arasında hırsızlık suçu %73.8 oranında görülürken , İzmir nüfusuna kayıtlılar arasında %59.8 olarak belirlenmesi kaynaklardaki bu iddiaları destekler görünümdedir.
Başka şehirlerden göçedenler kentte toplumsal yalnızlıktan ve uyumsuzluklardan daha az etkilenmek ve toplumsal dayanışmayı sağlamak amacıyla evlerini yakın köylü ve akrabalarının yanında yapmaktadırlar. Gelenekleri, görenek ve alışkanlıkları benzer olan mahalli gruplar ,özellikle gecekondu bölgelerinde dağılmadan ve aralarına yabancı unsur sokmadan kurdukları mahallelerde kapalı bir ortam oluşturmaktadırlar (5, 7, 15, 21, 24, 26, 27, 33, 34) Bu gelişmeler bir "Hemşehri Kültürü" meydana getirmektedir. Bu toplulukların gittikleri belli hemşehri kahvehaneleri vardır. Bu dayanışma zaman zaman resmi teşkilat halini almakta geldikleri illerin hatta ilçelerin adıyla dernekler kurmaktadırlar(21). Kendi kendine yeten topluluğun şehre intibak ihtiyacı azalmakta , yakınlarla dayanışma güçlenmeyi sağlarken kentle aralarındaki uçurumu arttırmaktadır (7, 21, 24, 26, 27).
İzmir kent yerleşim düzeni içinde çeşitli illerden gelenler belli semtlerde yoğunlaşmışlardır.
Bunlar içinde en belirgin olanlar;
Kadifekale: Mardin, Konya,Yozgat ve İzmir çevresi ;
Bayraklı:Erzurum,Kars, Sivas, Afyon ,Uşak ;
Çamdibi,Nergiz,Şemikler,Örnekköy:EskiYugoslavya , Bulgaristan göçmenleri
Gürçeşme:Malatya, Gümüşhane, Erzurum ,Erzincan ;
Buca:Kars ,Ağrı ,Erzincan,Afyon ,Uşak ; Güzeltepe: Erzurum ,Muş (24)
Çalışmamızda da suç işlediği iddia edilen çocuklardan belli illerden gelenlerin belli semtlerde oturduklarının görülmesi, şehre göç edenlerin kentte yalnızlık, korunma ve toplumsal dayanışmayı sağlamak amacıyla yakın akrabaları veya hemşerilerine yakın oturmayı tercih ettiklerini belirten yayınları ( 5, 7, 15, 21, 24, 26, 27, 33, 34) destekler görünümdedir.
Kırsal alandan kente gelenler eski davranış ve alışkanlıklarını, örf ve adetlerini de getirmektedirler. Şehrin kültürüyle birleşip yeni bir kültür oluşturmaktadırlar. Göçedenlerin bazıları şehirle bütünleşirken bazıları şehirde ayrı gruplar meydana getirmektedirler (20,21).
Gelenek ve göreneklerin uymayışı nedeniyle kent değerlerini yadırgayan ve zaman zaman şehirle çatışan kendine has bir gecekondu kültür çevresi oluşmuştur (2, 5, 7, 20, 21, 24, 26, 27, 33, 34, 36).
Göçedenlerin şehirleşmesi yani şehre entegrasyonu için çok uzun zaman gerekmektedir. Bunun yerine sadece gelenlerin itibakı söz konusu olmuştur. Bütünleşme(entegrasyon) topluluktaki mevcut müesseselerin bir bütün teşkil edecek şekilde birbirini tamamlama durumudur. Şehre intibak ise , göçedenlerin şehirle bütünleşmeleri değil , şehirle sürekli ilişki kuracak kadar uzlaşma içinde olmalarıdır (20,21).
Kültür çatışması en çok genç kuşakları etkilemektedir. Kente ailesiyle birlikte ya da tek başına gelen çocuk yeni çevresinde farkına vardığı heyecanlı ,serüvenli ,renkli bir hayatı düşleyecek ve elde etmeye çalışacaktır. Kentte kavuşacağını sandığı eğlence ,macera , şöhret ve zenginliğin beklentisinin yanında yetersiz eğitim ve yetenek eksikliği gibi nedenlerle arzuladığı iş ve geleceği elde edemeyeceği düşüncesine kapılan çocukların , kentte değişen geleneksel aile törelerinin çocuğu koruyan yaptırım gücünün zayıflaması , ailenin sosyal kontrol fonksiyonunu yerine getirebilecek başka kurumların olmaması nedeniyle suça daha kolay yönlenebilecekleri olasılığı büyüktür. Kendini kanıtlama, kentli yaşıtlarına özenme ve otoriteye başkaldırma gibi etkenler çocuğu suça yöneltebilmektedir (2, 5, 7, 36, )
Şehirli bürokrat hayat tarzına ve düşünce yapısına aykırı göçmeni hor görmekte ve şehre gelmesinin engellenmesini iştemektedirler. Göçedenler bürokratik teşkilatların yapısı karşısında yönetime yabancılaşmakta, devlet dairelerinde işlerini yürütememektedirler. Bürokratlarda yeterli ilgi vermemektedirler. Bu yüzden tanıdık memur bulmaya , rüşvet , torpil gibi yöntemlerle güçlükleri aşmaya çalışmaktadırlar (21).
Farklı kültürden gelen ailelerin değişik çevreye uyum göstermesi güç olmakta , kent yaşamına hazır olmayan çocuk bir yandan da dişarıdan gelenlere karşı kentlilerin ön yargıları yüzünden soyutlanmaktadır. Bu uyumsuzluklara tepki olarak çocukta suç işleme eğilimi artmaktadır (2, 5, 7).
Yalnız Büyükşehir Belediye sınırları içinde (İzmir kenti) yaşayan nüfus ele alınarak , bu nüfus içinde çeşitli illerin katılım oranları saptanıp , yine bu nüfustaki çocuk suçluluğunun illere dağılımları belirlenmiş ve ayrı bir değerlendirme yapılmıştır.
İzmir nüfusuna kayıtlı olanların İzmir nüfusuna katılım oranları %46.9 olmasına karşın , kentteki çocuk suçluluğuna katılım oranını %30.1 olduğu görülmüştür. Kent içinde %5.13 paya sahip olan Manisalıların çocuk suçluluğuna katılım oranı %4.3 ; %3.29 paya sahip Konyalıların çocuk suçluluğuna katılım oranı %2.3 ; %2.80 paya sahip olan Aydınlıların çocuk suçluluğuna katılım oranı %1.6 ; %6.6'lık paya sahip olan yurtdışı kökenlilerin (Almanya'da işçi olarak çalışan aileler, Bulgaristan ve eski Yugoslavyadan göç eden soydaşlar) çocuk suçluluğuna katılım oranı %0.3 tür.
Buna karşın İzmir kent nüfusuna katılım oranı %1.80 olan Mardinlilerin çocuk suçluluğuna katılım oranı %11.4 ; kent nüfusuna katılım oranları %0.5'in altında olan iki ilden Ağrı'nın çocuk suçluluğuna katılım oranı %4.3 , Diyarbakır'ın %3.4'tür.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin çocuk suçluluğuna katılım oranlarının diğer bölgelere göre yüksek olduğu görülmektedir. Yurtdışı kökenli olanların kent nüfusuna katılım oranları belirgin bir şekilde yüksek olmasına rağmen , çocuk suçluluğuna katılım oranları hayli düşüktür.
Bu oranlar İzmire uzak bölgelerden göç edenlerde kültür uyumsuzluğunun daha fazla olduğunu , ülkemizde bölgeler arası kültür ve sosyoekonomik düzey dengesini sağlayamadığımızı göstermektedir
Göç nedeniyle kültürel farklılıklar düşmanlık ve gerginlik meydana gelmektedir(2). Özellikle son yıllarda büyük şehirlere yerleşen doğulu ve güneydoğulu vatandaşlar potansiyel suçlu olarak görülmekte ve göçedenlere karşı tehlikeli bir düşmanlık gelişmektedir(2, 26, 27, 29, 45,46).
Bu sayılan faktörlerin doğrudan ve tek başına suç sebebi olarak kabülü elbette mümkün değildir. Ancak bu husuların her biri, diğer etkenlerle birlikte suç işlenmesini kolaylaştırıcı , suç işlenmesine cesaret verici etkenlerdendir.
İç göçü durdurmak , göç edenleri kısal alanlara geri göndermek söz konusu olamaz. Köydeki gelir azlığı , verimsizlik , işgücü fazlalığı gibi itici nedenlerin önlenmesi gerekmektedir.Kırsal alanda verimkar istihdam olanakları yaratılabilmelidir. Tarım dışı hizmetler kırsal alana girmelidir. Sanayi kuruluşlarını şehir dışı nitelikte oluşturmak , hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi kuruluşlarını iş gücü arzının en yüksek olduğu bölgelere kurmak da bir başka önlem olabilmektedir. Sanayi nüfusu yurt çapında dengeli dağıltılmalıdır.
• KAYNAKLAR
• Akgün, N. (1987) Adli Psikiyatri , pp.69-71 ,Ankara.
• Dönmezer , S.(1984) Kriminoloji , Filiz Kitabevi , İstanbul.
• Glueck, S., Glueck, E.T. (1950) Unraveling Juvenile Delinquency, Harvard University Press, Cambridge , Mass.
• Yaşar , H. (1975) Adalet Dergisi , 5-6 , 465-502.
• Yavuzer ,H.(1990) Çocuk ve Suç ,5.Basım , Remzi Kitabevi , İstanbul.
• Uluğtekin , S. (1983) Adalet Dergisi , 4 , 639-652.
• Başaran , İ.E. Eğitim Psikolojisi , Emel Matbaacılık , Ankara.
• Yücel, M.T. (1986) Kriminoloji "Suç ve Ceza ,Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı , Ankara.
• Chazel, J. (1969) Annales Internationales de Criminologie (Çeviri :Kazuk,K.(1971) Adalet Dergisi , 4, 206-219).
• 10-Hancı , İ.H., Ege,B. (1993) Adli Tıp Dergisi , 9(1-4) , 3-9.
• 11-Hancı , İ.H. (1993) 7. Ulusal Adli Tıp Günleri Poster Sunuları, 199-208.
• 12-Hancı , İ.H., Ege,B.(1993) 7. Ulusal Adli Tıp Günleri Poster Sunuları, 333-341.
• 13-Ege,B., Hancı,İ.H., Ertürk,S. (1992) 1992 Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Günleri Serbest Bildiriler Kitabı ,316-322.
• 14-Hancı,İ.H., Demirçin,S., Coşkunol,H., Ege,B., Ertürk,S., Yemişçigil,A. (1992) 1992 Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Günleri Serbest Bildiriler Kitabı , 332-342.
• 15-Hancı ,İ.H., Ege,B., Demirçin,S., Coşkunol,H., Ertürk,S., Yemişçigil,A.(1992) 1992 Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Günleri Serbest Bildiriler Kitabı , 343-349.
• 16-Etiz S: Anadolu Tıp Dergisi 3:563-572 , 1981.
• 17-Alan ,T(1975) Sağlık Dergisi , Mart-Nisan (Çeviri).
• 18- mSözer AN ,Demirbilek T-ESİAD..*****
• 19-ESİAD ın içinden m1Tatlıdil E Kentleşme ve Gecekondu İzmir 1989****
• 20-Özek ,Ç.(1974) Şehirleşmenin Doğurduğu Ceza Adaleti Sorunları Sempozyumu (1973, İstanbul) , Fakülteler Matbaası, İstanbul ,27-87.
• 21-Görmez K Şehir ve insan, İstanbul 1991 , Milli Eğitim Basımevi
• 22-Hapçıoğlu, B., Aysan ,M.K., Güray,Ö. (1992) 3.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi.
• 23-Toprak Z. Kent yönetimi ve politikası Akevler Akdeniz Bilimsel Araştırma Merkezi Yayınları No:3, Anadolu Matbaacılık ,1988,İzmir
• 24-Sevgi ,C.(1988) Kentleşme Sürecinde İzmir ve Gecekondular ,Kuvvet Matbaacılık , İzmir.
• 25-İzmir'in Çevre Sorunları Raporu. İzmir Çevre Müdürlüğü , 1992.
• 26-Günçıkan,B. (1995) Cumhuriyet Dergi , 459, 8 Ocak , 6.
• 27-Arkonanç ,S.(1995) Cumhuriyet Dergi , 459, 8 Ocak , 6.
• 28-Yeni Asır Gazetesi (1993) 28 Aralık , 9.
• 29- Zaman Gazetesi (1993) 7 Kasım..
• 30-Akın,İ. (1974) Şehirleşmenin Doğurduğu Ceza Adaleti Sorunları Sempozyumu (1973,İstanbul) , Fakülteler Matbaası, İstanbul , 5-7.
• 31-İçli, T.G. (1993) Türkiyede Suçlular ,Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu , Atatürk Kültür Merkezi Yayını Sayı:71 , Ankara.
• 32-Şenyapılı Ö. ( 1981) Kentleşmeyen ülke , kentlileşen köylüler. ODTÜ,Mim.Fak.Ara.Yay., Ankara, p19
• 33-Ateş,T. 15.2.1995 HBB Tv Yüksek Tansiyon Programı
• 34-Ceyhun ,D. 15.2.1995 HBB Tv Yüksek Tansiyon Programı.
• 35-Dönmezer S (1974) Şehirleşmenin doğurduğu ceza adaleti sorunları sempozyumu 1973 Fakülteler Matbaası İstanbul 9-13.
• 36-Erdoğmuş Z. Sosyolojide son gelişmeler ve Türkiye'de etkileri ,Abant,26-27 Kasım,1992, 114-131 ,Unesco Milli Komisyonu, Ankara, 1993.
• 37-Saran N. (Görmez K Şehir ve insan, İstanbul 1991 , Milli Eğitim Basımevi)'den alınmıştır.
• 38-Önsel ,S. (1985) Şehire göçün çocuk sağlığı üzerine etkisi , İstanbul Tıp Fakültesi Doktora Tezi.
• 39-Tamar ,M. (1985) İzmir Çocuk Islahevinde hükümlülerin genel özellikleri. Mezuniyet tezi , Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ,İzmir.
• 40-Aydın ,C., Kabaklıoğlu,M.T. (1989) Ege Tıp Dergisi , 26(2) , 625-634.
• 41-Hancı , İ.H., Ege, B., Ertürk,S. (1991) Adli Tıp Derg. , 7(3-4) ,103-109.
• 42-Çoltu,A., Hancı,İ.H., Ege,B., Demirçin,S. (1993) 7.Ulusal Adli Tıp Günleri (1-5 Kasım 1993 ,Antalya) Poster Sunuları ,51-58.
• 43-Hancı ,İ.H., Demirçin, S., Ege,B., Coşkunol, H. (1993) Ege Tıp Dergisi , 32(3-4) , 357-360.
• 44-Yavuz, İ.C., Hancı,İ.H., Çakmak,M.A., Arısoy,Y., Ege,B. 1. Adli Bilimler Kongresi
• (12-15 Nisan 1994,Adana) 'nde sunulmuştur.
• 45- Show Tv. (1993) Arena Programı , 11 Kasım.
• 46- HBB Tv (1993) Anten Programı.

« Önceki MakaleSonraki Makale »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 19

Hayrı giymemesi gerekir
% 74

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3136436
Toplam Çoğul Hit: 22367480
Kimler Online ?
18 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz